Canlı Tv izle, Kesintisiz TV izle, Ücretsiz online internet üzerinden hd televizyon izleyebileceğiniz web sitemizdir.
Her Telden etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Her Telden etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Yumruğunuzu 90 saniye sıkın Öğrenirken sağ, hatırlarken sol!

Amerikalı psikologlar, sağ yumruğun 90 saniye süreyle sıkılmasının hafıza oluşumuna yardımcı olduğunu, aynı işlemin sol yumrukta yapılmasının ise hatırlamayı kolaylaştırdığını açıkladı.

Plos One dergisinde yayımlanan bir araştırma, yumruk sıkma yoluyla hafızanın güçlendirilebileceğini ortaya koydu.
50 yetişkin ile yapılan deneyde, kişilerin bu yolla uzun bir kelime listesini hatırlamaya çalışırken daha iyi performans sergilediği görüldü.

Araştırmacılar, yumruk sıkmanın beyinde hafıza ile ilgili bazı özel bölgeleri harekete geçirdiğine inanıyor. http://www.memurvadisi.com/ 
New Jersey'deki Montclair Üniversitesi'nden Ruth Propper'a göre bu araştırma, bazı basit vücut hareketlerinin beynin işleyişini geçici olarak değiştirip hafızayı geliştirebileceğini gösterdi.
Dr. Propper BBC'ye yaptığı açıklamada, "Bir şey öğrenmeden hemen önce sağ yumruğun, hatırlamaya çalışırken de sol yumruğun sıkılması hafızayı geliştiriyor" dedi.
Daha önceki araştırmalarda, sağ yumruğun sıkılması ile beynin sol yarısının, sol elin sıkılması ile de sağ yarısının harekete geçtiği gözlenmişti.
Bu eylemin duygularla bağlantısı kurulmuş, örneğin sağ yumruğun mutluluk ve öfke ile, sol yumruğun ise üzüntü ve endişe ile bağlantısına dikkat çekilmişti.
Hafıza ile ilgili süreçlerde beynin iki yarısının da kullanıldığı, sol yarısının hafıza kaydında, sağ yarısının ise hatırlamada etkili olduğu düşünülüyor.
Yapılacak yeni araştırmalarla yumruk sıkmanın sözel ya da uzamsal, kelimelerin yanı sıra resim ve yerlerin de hatırlanması ile ilgili diğer zihinsel işlevleri de etkileyip etkilemediği incelenecek.
Ancak araştırma sonuçlarını kesin bir dille ifade etmek için daha fazla konu üzerinde daha fazla çalışma yürütülmesi gerektiği belirtiliyor.
Londra Üniversitesi Bilişsel Sinirbilim Enstitüsü'nden Profesör Neil Burgess, hafıza üzerindeki özel etkinin kesin olarak belirtilmesi için daha geniş bir araştırma gerektiğini, örneğin taram yoluyla beynin sol ve sağ yarısına kan akışının incelenmesi gerektiğini ifade etti.


Küresel Isınma varsa kışlar neden bu kadar soğuk geçiyor?

Dünya’nın iklimi günden güne ısınırken Amerika Birleşik Devletleri’nin ardı ardına dört dondurucu kış yaşaması, küresel ısınmayla ilgili çelişkieri ortaya çıkardı.

İklim ve hava bağıntılıdır fakat aynı şeyler değildir; hava saatler, günler ve haftalar içerisinde değişip farklılıklar gösterirken; iklimin değişmesi yıllar, hatta on yıllar alır. İkinci olarak, Amerika kıtası dünya yüzeyinin yalnızca
küçük bir parçası. Birleşik Devletler’in büyük bir kısmında hava sıcaklığı azalsa da, dünyanın bambaşka yerlerinde aşırı derecede yüksek sıcaklıklar mevcut.

Aslında Kuzey Yarımküre’deki iklim değişikliği ve soğuk kışlar arasında bir bağlantı olası. Bu bağlantı, Arktik bölge. Kutuplar ekvatordan daha soğuk olduklarından; hava, kuzey ve güney arasındaki sıcaklıkları dengelemek için akım sağlıyor. Kuzey yarımkürede bu akım “jet akım” olarak adlandırılıyor. Dünyanın rotasyonu sebebiyle, gezegen döndükçe akış sağa gidiyor ve kutbun bir tarafına, dalga gibi akıyor. Kuzey yarımkürede jet akım sıcak havayı güneyden alarak, üzerine aktığı kuzey bölgelerde daha ılıman bir iklim sağlıyor.

Ancak Arktik Bölge dünyanın geri kalanına göre çok daha hızlı ısınıyor. 1990’ların ortalarından beri, kuzey yarımküredeki ılıman iklimlerin sıcaklığı yaklaşık üç katı arttı. Dolayısıyla kutuplar ve ekvator arasndaki fark azalıyor. Bu durumun jet akımı etkileyeceği ve akımın kuzey yarımküredeki ılıman etkisini değiştirebileceği öngörülüyor.
http://www.memurvadisi.com/Rutgers Üniversitesi’nden Jennifer Francis’e göre, 90’ların ortalarından beri kuzey yarımkürede batıdan esen rüzgarların etkileri zayıflamış görünüyor. Akım duraksadıkça, dalgalanmalar daha belirgin hale gelerek yumuşak dalgalar daha büyük döngüler halinde oluşmaya başlıyor. Döngüler içerisinde, Artktik bağlantının sağladığı sıcaklığa rağmen, Amerika’da, özellikle de kuzey Sibirya Bölgesi’nde soğuk havanın alçak basınç alanları oluşuyor ve “kutupsal girdaplar” ile havayı soğutucu diğer modeller üretiyor.

Dr. Francis’in açıklaması tartışmalı görünüyor. Ekim 2014 ‘te Nature Geoscience adlı dergide yayınlanan bir makale, Arktik denizinin geri çekilmesi ile birlikte Avrupa ve Asya’da kışların çetin geçme olasılığını ikiye katladığını belirterek Francis’in fikirlerini destekliyor.

Colorado Üniversitesi’nden Elizabeth Bames gibi diğer araştırmacılar, jet akışı ile Arktik’teki değişimler arasındaki istatistiklerin bağlantısı hakkındaki kuşkuları artırdı. Bu da bilimsel tartışmaların devam edeceği anlamına geliyor.

Dünyadaki dillerin yarısı yüzyılın sonunda yok olacak

UNESCO‘nun hesaplamalarına göre tüm dünyada şu an konuşulmakta olan 6.000 civarında dilin yarısı, yüzyılımızın sonunda yok olmuş olacak.

Yukarıdaki harita şu an tehlike altındaki dillerin bulunduğu yerleri gösteriyor. Sarı tehlikeli altındaki, turuncu ciddi anlamda tehlike altındaki ve kırmızı renkle işaretlenen yerler kritik seviyede tehlike altında bulunan dilleri gösteriyor.


Haritaya göre en çok tehdit altındaki diller güney yarımkürede görünüyor. ABD’nin batı sahilleri, Güney Amerika’nın amazon yağmur ormanları bölgesi, orta Afrika, Asya’nın güneyi, Avustralya’nın neredeyse tamamı ve onun kuzeyinde yer alan okyanusya adalarının çoğu risk altında görünen bölgeler.
http://www.memurvadisi.com/
UNESCO verileri göre dünyadaki dillerin %96’sı, toplam dünya nüfusunun sadece %3’ü tarafından konuşulmakta.

Spor Araba İle Kız Tavlamaya Çalışan Çocuk Bakın Ne Yaptı

Sokakta çocuk kız tavlamaya çalışıyor. Ancak tüm ısrarlara rağmen hayır diyen kız bakın sonunda ne oluyor. Lamborghini ile konuşmadan kız tavlama denemesi.. eğer böyle bir araban varsa konuşmana bile gerek yok.. kadın arabaya atlar..az bir tereddüt ile.. o da ayıp olmasın diye.. tabii araba
değildir atlanan, arkasındaki güç ve paradır.. http://www.memurvadisi.com/

Lamborghini'nin kız tavlamaya faydası

16 YEAR OLD PICKING UP GIRLS IN A GTR!

Çağatay Kalas, 14 Ekim 1948 sabahı güneşin ilk ışıklarıyla birlikte tarihe geçecek o büyük buluşunu tamamladı. Bilim tarihine "Kız Kaldırma Kuvveti" olarak geçecek büyük formülü buldu!

Formülü kısaca açıklamak gerekirse; tavlamak istenilen kızın modeli yükseldikçe, satın alınması gereken arabanın modeli de doğru orantılı olarak yükseliyordu! Yani kız tavlamak için, araba almak gerekiyordu!

Sabahın köründe koşa koşa yurdundan çıkan Çağatay, doğruca babasının fabrikasına giderek, babasından araba almak için para istedi. Babası önce o kadar yüklü parayı vermek istemedi, ama oğlu durumun vahimliğini açıklayınca, ikisi birlikte kendilerini lüks bir araba galerisinde buldular!

Ve tarihte bugün ilk defa bir erkek, kız tavlamak için bir araba satın aldı!

Bulduğu formülü test etmek için, arabasıyla işletme fakültesinin yolunu tuttu. Ve o anda inanılmaz bir şey gerçekleşti! İşletme fakültesinin kampüs kapısından arabasıyla girdiği anda, güzel bir kız arabanın önüne atlayarak arabayı durdurdu! İçinde kim olduğuna bakmadan, şoför yanındaki ön koltuğun kapısını açarak arabaya atladı.
Ve yine tarihte bugün ilk kez bir kız, başka bir özelliğine bakmaksızın sırf arabası olduğu için bir erkekle çıkmaya başladı!

Çağatay o gün hem bilim dünyasında büyük yankı uyandıracak bir formül, hem de güzel bir kız arkadaş bulmuştu. Böylece kendisinden sonra gelen erkeklere büyük bir miras bırakmış oldu. Milyonlarca erkek bu formülü uygulayarak başarıya ulaştılar.

Ancak seneler sonra, formülün gerçeği tam olarak yansıtmadığı ortaya çıktı. Dünyanın bazı bölgelerinden, araba sahibi olup da kız arkadaş edinemeyen erkeklerin bilgileri gelmeye başladı. Teknolojinin gelişmesiyle, formülün küçük bir açığının olduğu; bütün kızlar için değil, sadece belli bir kısım kızlar için geçerli olduğu bilimsel olarak kanıtlandı ve formül düzeltildi.
http://www.memurvadisi.com/Yine de Çağatay Kalas, uzun yıllar boyunca kendisini hatırlatıp onu ölümsüz yapacak bir esere imzasını atmış oldu.

Çin de hormonlu tavuk üretimine yasaklama


PEKİN-Çin hükümeti son günlerde yoğun olarak tavuk tüketen bir çok vatandaşının hormon bozukluğundan kaynaklanan “büyük göğüs sendromu” şikayetiyle hastanelere başvurması karşısında, tüm tavuk eti ürünlerini yasaklama kararı aldı.

Çin’de son günlerde hormon bozukluğu şikayetiyle hastanelere başvuran vatandaşların kanlarında yoğun miktarda sadece tavukta
bulunan bir proteine rastlandığı belirtildi.

Çin Halk Sağlığı Bakanlığı’nın konuyla ilgili olarak yaptığı açıklama göre, hormonlu tavuk konusunda bir çok vatandaştan şikayet aldıklarını belirtilerek, halkın sağlığını ilgilendiren konularda çok kararlı olduklarını, yasağa uymayan tavuk firması sahiplerinin idam edileceğini belirtti.

Hormonlu ve antibiyotikli tavuklar, tüm dünyada olduğu gibi Çin’de de sıklıkla tüketiliyor. Üreticiler tavukların erken olgunlaşması için tavuk çiftliklerinde bir çok tavuğa hormon ve anitibiyotik veriliyor. Normalde 2 ayda olgunlaşan tavuklar, hormon sayesinde çok kısa süre içinde kesilecek bir hale geliyor.

Karardan en fazla Çin’li beyaz et üreticilerinin mağdur olacağı, kararın uygulanması karşısında bir çok tavuk eti firmasının kapanma riskiyle karşı karşıya geleceği belirtildi.

Hikmetli Hikayeler

Çizgiyi Uzatmak

Öğretmen sınıftaki zeki aynı zamanda kıskanç öğrenciye sordu:
“Niçin arkadaşlarını çekemiyor, onların yaptıklarını bozup kavga ediyorsun?”
Öğrenci: “Çünkü onların beni geçmelerini istemiyorum, en iyi ben olmalıyım” dedi.


Öğretmen, masasından kalkıp eline bir parça tebeşir aldı ve 25 cm. uzunluğunda bir çizgi çekti, öğrencinin yüzüne bakıp “Bu çizgiyi nasıl kısaltırsın?” diye sordu.
Öğrenci bir süre bu çizgiyi inceleyip, içinde çizgiyi birçok parçaya bölmek de olan birkaç cevap verdi.
Öğretmen cevapları kabul etmedi ve yere ilkinden daha uzun bir çizgi çekti.
Öğretmen: “Şimdi birincisi nasıl görünüyor” diye sordu.
Öğrenci: “Daha kısa” dedi, başını eğdi.
Öğretmen: “Bilgini ve yeteneklerini arttırarak kendi çizgini uzatman rakibinin çizgisini bölmeye çalışmandan daha iyidir” dedi.  http://www.memurvadisi.com/

Tamir Olmayan Delikler

Kötü huylu bir genç varmış. Bir gün babası ona çivilerle dolu bir torba vermiş. ‘Arkadaşlarınla kavga ettiğin zaman her sefer bu tahta perdeye bir çivi çak.’ Demiş. Genç, ilk gün tahta perdeye otuz çivi çakmış. Sonraki haftalarda kendi kendini kontrol etmeye çalışmış ve geçen her günde daha az çivi çakmış.
Nihayet bir gün gelmiş ki hiç çivi çakmamış. Babasına gidip söylemiş. Babası onu yeniden tahta perdenin önüne götürmüş.
Gence: ‘Bu günden başlayarak tartışmayıp kavga etmediğin her gün için tahta perdeden bir çivi çıkart.’ Demiş.
Günler geçmiş. Bir gün gelmiş ki her çivi çıkarılmış. Babası ona ‘Aferin, iyi davrandın ama bu tahta perdeye dikkatli bak. Artık çok delik var. Artık geçmişteki gibi güzel olmayacak, arkadaşlarla kavga edildiği zaman kötü sözler söylenir. Her kötü kelime bir yara (delik) bırakır. Arkadaşına kendisini affettiğini söyleyebilirsin ama bu delik aynen kalacak. Bir arkadaş ender bir mücevher gibidir. Seni dinler, yüreklendirir, güldürür, sen ihtiyaç duyduğunda yardımcı olur, sana yüreğini açar. ‘ Demiş

Oltaya Yem Takmadım
Baba-oğul, göl kenarına gelince, oltayı göle atıp otele döndüler. Bir saat sonra oltaya balık takılıp takılmadığını görmek için göle gittikleri vakit, dört beş balığın takıldığını gördüler. Çocuk, “Ben, balıkların oltaya takılacaklarını biliyordum, ” dedi.

Babası sordu: “Nereden biliyordun?”
“Dua ettim de onun için, ” dedi çocuk.
Oltayı yeniden hazırladılar ve yemek için otele gittiler. Yemekten sonra göle gittikleri vakit, yine birkaç balığın yakalandığını gördüler. “Çocuk, böyle olacağını biliyordum, ” dedi.
Babası sordu: “Nereden biliyordun?”
Çocuk “Dua ettim de onun için, ” dedi.
Baba-oğul, oltayı tekrar göle attı ve otele geri döndüler. Yatmadan önce, göle gidip oltaya baktıkları vakit, bu defa bir tek balığın bile oltaya takılmadığını gördüler. Çocuk, “Ben oltaya balık gelmeyeceğini biliyordum, ” dedi.
Babası sordu: “Nereden biliyordun?”
Çocuk “Dua etmedim de onun için, ” dedi.
Babasının, niye dua etmediğini sorması üzerine de çocuk, şu cevabı verdi: “Oltaya yem takmadığını hatırladım da onun için.”

Fizikçi, matematikçi, kimyacı, jeolog ve antropologdan oluşan araştırma ekibi şiddetli yağmur nedeniyle bir köylünün evine sığınırlar. Evde hepsinin dikkatinin soba çeker. Çünkü soba yerden bir metre kadar yukarıda, altında dizili taşların üzerine kurulmuştur. Sobanın neden böyle kurulduğuna ilişkin tartışmaya başlarlar.
Kimyacı: Adam sobayı yükselterek aktivasyon enerjisi sayesinde daha kolay yakmayı düşünmüş der.
Fizikçi: Adam konveksyon sayesinde daha kısa sürede ısıtmayı amaçlamış der.
Jeolog: Burası deprem kuşağında olduğu için deprem anında sobanın taşların üzerine devrilmesi ve yangın çıkmasını önlemek amaçlanmış der.
Matematikçi: Sobayı odanın geometrik merkezine kurmuş ve daha iyi ısıtmayı amaçlamış der.
Antropolog: Adam ilkel toplumlarda görülen ateşe tapmanın daha hafif bir şekli olarak ateşe saygısından sobayı yukarıya kurmuş der.
Bu sırada ev sahibi içeri girer ve ona sobanın yukarıda olmasının nedenini sorarlar. Adam cevap verir:
Boru yetmedi de efendim!
Bu ve bunun gibi pek çok hikaye var bu kitapta. Severek okuduğum bir kitap oldu.


ÜÇ FİLTRE TESTİ

Bir gün bir tanıdık büyük filozofa rastladı ve dedi ki: “Arkadaşınla ilgili ne duyduğumu biliyor musun?”
“Bir dakika bekle.” diye cevap verdi Sokrates: “Bana bir şey söylemeden evvel senin küçük bir testten geçmeni istiyorum. Buna 3’lü Filtre Testi deniyor.”

“Üçlü Filtre mi?”

“Doğru” diye devam etti Sokrates;

“Benimle arkadaşım hakkında konuşmaya başlamadan önce, bir süre durup; söyleyeceğini gözden geçirmek iyi bir fikir olabilir. Bu, ona üç filtre testi dememin sebebi. Birinci filtre Gerçek Filtresi. Bana birazdan söyleyeceğin şeyin tam anlamıyla gerçek olduğundan emin misin?”

“Hayır” dedi adam, “Aslında bunu sadece duydum ve...”

“Tamam” dedi Sokrates;

“Öyleyse, sen bunun gerçekten doğru olup olmadığını bilmiyorsun.
Şimdi 2. filtreyi deneyelim, İyilik Filtresi’ni. Arkadaşım hakkında bana söylemek üzere olduğun şey iyi bir şey mi?”

“Hayır, tam tersi” dedi adam.

“Öyleyse” diye devam etti Sokrates; “Onun hakkında bana kötü bir şey söylemek istiyorsun ve bunun doğru olduğundan emin değilsin. Fakat yine de testi geçebilirsin, çünkü geriye bir filtre daha kaldı: Yararlılık Filtresi. Bana arkadaşım hakkında söyleyeceğin şey benim işime yarar mı?”
“Hayır gerçekten yaramaz.” dedi adam.

“İyi” diye tamamladı Sokrates. “Eğer, bana söyleyeceğin şey doğru değilse, iyi değilse ve işe yarar bir şey değilse bana niye söylüyorsun ki?” ***

BİR YUMURTA İKİ BİLGİ

Konfüçyus bir arkadaşına şöyle der: Bende 1 yumurta var, sende 1 yumurta var.

Ben sana 1 yumurta versem, sen bana bir yumurta versen, bende 1 yumurta sende 1 yumurta olur.



Bende 1 bilgi var, sende 1 bilgi var.

Ben sana 1 bilgi versem, sen bana 1 bilgi versen, bende 2 bilgi, sende de 2 bilgi olur.
***
PEYGAMBERLİK VE İTAAT

ibn sina'nın yanından hiç ayrılmayan behmenyar adında bir öğrencisi vardı. hocasını çok sever ona büyük hayranlık duyardı. ibn sina birgün tıp dersi sırasında 'gece yarısı vücudun ısısı düşer, kan dolaşımı azalır, şayet bir kimse geceyarısı uykudan uyanıp soğuk su içerse , akciğerlerine kan hücum eder' der. gece evde sohbet ederken behmenyar , bu kadar bilginizle ve faziletinizle niçin peygamberliğinizi ilan etmiyorsunuz? der . ibn sina bu soruya cevap vermez; cevap verecektir ama yerini ve zamanını kollar.
gece istirahate çekildikten sonra ibn sina behmenyarı uyandırır. bir bardak soğuk su getirmesini ister. sıcak yatağından kalkmak istemeyen behmenyar , hocasının derste öğrettiği , gece kalkınca su içmenin sinir ve damarlara olan zararından bahseder. ayrıca kendisinin de terli olduğundan dolayı dışarı çıkarsa hastalanacağını belirtir.
bunun üzerine ibn sina ; şunu bil ki peygamber 400 yıl önce gelmiş ve geçmiş olduğu halde , onun sözü o derecede ve o suretle tesir etmiş ki, bugün seher vaktinde , bu soğukta minarenin üstünde O'nun medh ve sitayişi ediliyor . benim durumum ise , daha senin yanında hazır iken benim sözümle sen bana bir yudum su bile getirmiyorsun. benim sözümün bu kadarcık bile tesiri olmuyor. şu halde ben hangi kuvvetle peygamberlik iddiasında bulunabilirim diyerek öğrencisi olduğu halde kendisine itaat etmemesini , arkasından gelecek topluluğun da bulunamayacağını söylemeye çalışır.


SEVGİLİ Peygamberimiz (asm), sahabileri ile, uzun uzun sohbetler eder, Vahiy Meleğinin getirdiği yeni ayetleri okur, öğretir ve açıklardı. Sahabiler türlü türlü sorular sorar; cevap verenlerin en hayırlısı olan Peygamberimiz (asm) onların hem aklını, hem de kalbini tatmin eden cevaplar verirdi. Bazen Allahın yasak ettiği şeylerden kaçınmaları için onları şiddetle ikaz ederdi… Bazen de, Allahın emirlerini seve seve yerine getirmenin büyük mükâfatlarından; Cennet bahçelerinden, Kevser pınarlarından bahsederdi… Bütün bu sohbetler sırasında Peygamberimiz (asm), kendisini dinleyenlerin sıkılmamalarına, ciddi konuları uzun süre dinlemekten akıl ve kalplerinin yorulmamasına çok dikkat ederdi. Zaman zaman sohbetine ara verir, eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli ve hikmetli öyküler anlatırdı. Biz bu kitapta, hadis kaynaklarında özel bir yeri olan bu hikmetli öyküleri derledik… Ve size, bitirmeden elinizden bırakamayacağınız bir kitap daha hazırladık…
içindekiler
Uç adamın öyküsü……………………………………..11
iyiliğin bedeli…………………………………………….19
Allah için sevmek……………………………………….21
Tarladaki altınlar………………………………………..25
Yüz kişinin katili………………………………………..27
Çocuk kimin?……………………………………………33
Sadaka……………………………………………………..35
Zalim ile masum………………………………………..39
Şeytanın en sevdiği……………………………………..43
İyi söz, kötü söz…………………………………………45
Gencin Rabbinin adıyla………………………………47
Bir küçücük iyilik………………………………………59
Borçluya kolaylık……………………………………….61
Borçlu ve alacaklı……………………………………….63
Susuz köpek………………………………………………69
Konuşan öküz……………………………………………71
Zavallı kedi……………………………………………….73
“Senin korkundan!”……………………………………75
Karınca milleti…………………………………………..77
Hızır ile Musa……………………………………………79
Hasta, aç ve susuz………………………………………89
Buluttan gelen ses………………………………………93
Kanatlı insanlar………………………………………….95
Tövbe……………………………………………………….99
Altın çekirgeler………………………………………..101
Haram ganimet………………………………………..103
Sağ el verdiğinde………………………………………109
önsöz
SEVGİLİ Peygamberimiz (asm), sahabileri ile, uzun uzun sohbetler eder, Vahiy Meleği’nin getirdiği yeni ayetleri okur, öğretir ve açıklardı.
Sahabiler türlü türlü sorular sorar; cevap verenlerin en hayırlısı olan Peygamberimiz (asm) onların hem aklını, hem de kalbini tatmin eden cevaplar verirdi.
Bazen Allah’ın yasak ettiği şeylerden kaçınmaları için onları şiddetle ikaz ederdi… Bazen de, Allah’ın emirlerini seve seve yerine getirmenin büyük mükâfatlarından; Cennet bahçelerinden, Kevser pınarlarından bahsederdi…
Bütün bu sohbetler sırasında Peygamberimiz (asm), kendisini dinleyenlerin sıkılmamalarına, ciddi konuları uzun süre dinlemekten akıl ve kalplerinin yorulmamasına çok dikkat ederdi.
Zaman zaman sohbetine ara verir, eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli ve hikmetli öyküler anlatırdı.
Biz bu kitapta, hadis kaynaklarında özel bir yeri olan bu hikmetli öyküleri derledik… Ve size, bitirmeden elinizden bırakamayacağınız bir kitap daha hazırladık…
— Uğurböceği Yayınları
Üç Adamın Öyküsü
İSRAİLOĞULLARINDAN, biri ala tenli, biri kel ve öteki kör üç adam vardı. Allah bunları sınamak istedi. Ve onlara bir melek gönderdi.
Melek, önce ala tenliye uğradı:
“En çok ne istersin?” diye sordu.
Ala tenli:
“Güzel renk ve güzel bir cilt.. Beni insanlara çirkin gösteren bu hastalığın giderilmesini isterim,” dedi.
Melek hemen ona dokundu. Ve o çirkin, hastalıklı görüntü ondan gitti, teni güzelleşti.
“En çok hangi malı seversin?” diye sordu.
Ala tenli, “Deveyi,” diye cevap verdi.
Bunun üzerine ona, çok yakında yavrusu olacak hamile bir deve verildi.
Ve melek, “Allah bunları senin için berekedi kılsın!” diye dua ederek ala tenlinin yanından ayrıldı. Sonra kelin yanma giden melek, ona da:
“Ey kel! En çok istediğin şey nedir?” diye sordu.
Kel, “Güzel bir saç!” dedi.
Melek hemen onun başına dokundu. Kelin başından, gür ve güzel saçlar çıktı.
Sonra melek ona:
“En çok hangi malı seversin?” diye sordu..
“İneği çok seviyorum,” diye cevap verdi kel. Bunun üzerine kele, yakında yavrulayacak hamile bir inek verildi.
Melek, ona da:
“Allah bunu senin için berekedi kılsın!” diye dua etti ve sonra körün yanma gitti:
Köre de, “En çok ne arzu ediyorsun?” diye sordu.
Kör, “Allah, benim gözlerimi tekrar bana versin de, insanları göreyim” dedi.
Bunun üzerine melek onun da yüzüne dokundu. Allah, körün gözlerini açtı.
Melek yine sordu:
“En çok hangi malı seversin?”
“En fazla koyunu seviyorum,” dedi kör.
Bunun üzerine kendisine yakında yavruları olacak hamile bir koyun verildi.
Ve çok geçmeden, deve ile inek yavruladı, koyun da kuzuladı.
Aradan uzun bir zaman geçti.
Bu üç adamdan birinin bir vadiyi dolduracak kadar devesi, öbürünün ineği ve diğerinin de aynı miktarda koyunu oldu.
Sonra melek tekrar dönüp önce ala tenlinin eski hastalıklı haline girerek, onun yanma geldi ve:
“Fakir bir adamım, yoluma devam etmek imkânım kalmadı. Bugün ulaşmak istediğim yere,
önce Allah’ın, sonra senin yardımın sayesinde varabilirim. Rengini ve cildini güzelleştiren Allah için, senden bir deve istiyorum. Bana bir deve ver ki, onunla yolculuğumu tamamlayabileyim” diye yalvardı. Eskiden ala tenli olan adam:
“Sana sıra gelene kadar, verilecek çok yer var!” dedi.
Bunun üzerine melek:
“Seni bir yerden gözüm ısırıyor. Sen eskiden ala tenli idin. İnsanlar senden iğrenirlerdi. Fakirdin, Allah sana mal verdi değil mi?” dedi.
Ala tenli, “Mal bana dededen babadan miras olarak kaldı” diye cevap verdi.
Melek:
“Eğer yalan söylüyorsan, Allah seni o eski haline geri döndürsün!” dedi ve oradan ayrıldı.
Melek, kel bir adam kılığına girip, o eski kel adamın yanma gitti.
Kele de, ötekine söylediği gibi söyledi.
Kel de, ala tenli gibi, onu eli boş geri çevirdi. Ve mallarının kendisine miras kaldığını söyledi.
Melek ona da:
“Eğer yalan söylüyorsan, Allah seni önceki hâline çevirsin,” diye beddua etti.
Sonra da körün eski kılık kıyafetine girerek onun yanına geldi ve:
“Yolcu ve fakir bir adamım. Yoluma devam edebilmem için çarem kalmadı. Önce Allah’ın, sonra da senin yardımın sayesinde gideceğim yere varabilirim. Senin gözlerini sana yeniden veren Allah hakkı için, senden bir koyun istiyorum,” diye yalvardı.
Bunun üzerine eskiden kör olan o adam şöyle dedi:
“Ben kördüm Allah gözlerimi açtı. Bu bakımdan istediğini al, istediğini bırak. Allah’a yemin olsun ki, Allah için aldığın hiçbir şeyde sana zorluk çıkarmayacağım” dedi.
Melek:
“Malın senin olsun, bu sizin için bir imtihandı. Sen kazandın, ötekiler ise kaybetti..” dedi.

Edebiyatımızda Yer Alan İLKLER


Edebiyatımızda noktalama işaretini, ilk kez Şinasi “Şair Evlenmesi” adlı eserinde kullanmıştır.
Edebiyatımızda ilk çeviri roman, Kamil Paşa'nın yaptığı Telemak'tır. 
Edebiyatımızda ilk roman, Taaşşuk-u Talat-ı Fitnat'tır.
Edebiyatımızda ilk köy romanı, Nabizade Nazım'ın "Karabibik" adlı eseridir.
Edebiyatımızdaki ilk realist romancı Recaizade Mahmut Ekrem'dir.
Edebiyatımızdaki ilk realist roman Araba Sevdası'dır, yazarı Recaizade Mahmut Ekrem'dir.
Edebiyatımızda ilk edebi roman, Namık Kemal'in "İntibah" adlı eseridir.
Edebiyatımızda ilk psikolojik roman, Eylül'dür, yazarı Mehmet Rauf’tur.
Edebiyatımızda ilk tarihi roman, Namık Kemal'in "Cezmi" adlı eseridir.
Edebiyatımızda ilk kadın romancı Fatma Aliye'dir.
Edebiyatımızda ilk makaleyi Şinasi yazmıştır. (Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi) 
İlk tiyatro Şinasi'nin Şair Evlenmesi'dir.
Edebiyatımızdaki ilk pastoral şiir A. Hamit Tarhan'ın Sahra adlı şiiridir.
Edebiyatımızdaki ilk psikolojik roman denemesi Nabizade Nazım'ın “Zehra” adlı eseridir. 
Edebiyatımızda çocuklar üzerine yazılmış ilk eserler Nabi'nin Hayriye'si ve Sümbülzade Vehbi'nin Lütfiye'sidir.
Edebiyatımızdaki ilk eleştirmen Namık Kemal'dir.
İlk çocuk yayınımız ise Eftal ve Mümeyyizdir.(1869) 
Türk Edebiyatı'nda bilinen ilk çocuk gazetesi “Çocuklar İçin Mümeyyiz”dir.
Divan Edebiyatı'nın ilk şairi Hoca Dehhani, son şairi ise Şeyh Galip'dir.
İlk yerli çizgi roman, Türk Kahramanı Köroğlu'dur. (1953) 
Ülkemizde ilk çocuk çizgi roman türü Kara Maske'dir. (1943)
Yahya Kemal bütün şiirlerini aruzla yazmıştır, yalnız Ok şiirini hece vezni ile yazmıştır. 
Kutadgu Bilig ilk Türk dünyası ansiklopedisidir.
Batılı tekniğe uygun ilk roman Aşk-ı Memnu'dur. 
İlk edebi topluluk Servet-i Fünun'dur.    http://www.memurvadisi.com/
Şiirde ilk defa Türk kelimesini kullanan M. Emin Yurdakul'dur.
İlk divan sahibi sanatçımız Yunus Emre'dir.
Şiirde noktalama işaretini ilk kez kullanan Servet-i Fünun sanatçısı Tevfik Fikret'tir.
En uzun ömürlü edebiyat dergimiz 1933 yılında çıkmaya başlayan Varlık Dergisi'dir.
Hayat hikayesini İngilizce yazan ilk yazarımız Halide Edip Adıvar'dır.
İlk Türkçe gazete 1831'de kurulan Takvim-i Vaka'dır.
İlk Türkçe özel gazete 1860'da kurulan Tercüman-ı Ahval'dır.
Türk Edebiyatı'ndaki ilk deneme yazarı Nurullah Ataç'tır.
Matbaada basılan ilk kitabımız Vankulu Lügati'dir.
Türklerin kullandığı ilk alfabe Göktürk Alfabesi'dir.
İlk mizah gazetemiz Diyojen'dir. (N. Kemal)
İlk sözlük kitabımız Divan-i Lügati’t Türk'tür. (K. Mahmut)
İlk edebi tartışma Ziya Paşa ile Namık Kemal arasında olmuştur.
Edebiyatımızdaki ilk çağdaş roman Mai ve Siyah'tır. (Halit Ziya)

Dünya Tarihine Yön Veren Olaylar

İlk Atom Bombasının Atılışı

6 Ağustos 1945 sabahı ilk atom bombası Enola Gay isimli bir bombardıman uçağı ile Hiroşima’ya atıldı. O andan itibaren dünya artık yeni bir döneme girdi. Nükleer tehtidin gücünü ve riskini anladı. Artık ülkeler tüm politikalarını ister istemez bu büyük riske göre ve ona karşı ayarlamak zorunda kaldılar.


Barutun Bulunması

Atom bombasının icadına kadarki en ölümcül silahın bulunmasının tek amacı ölümsüzlük isteğiydi. Milattan önce 850’li yıllarda ömür uzatıcı iksirleri bulmaya çalışan Çinli kimyagerler istediklerinin tam tersi bir şeyi, barutu keşfettiler. Buluşları o andan sonra her türlü savaşın gidişatını değiştirdi.
http://www.memurvadisi.com/
Magna Carta

Otoritenin sınırlanmasını gösterir ilk tarihi belge. Magna Carta, İngiltere’deki soyluların Kral John'u zorlayarak 1215 yılında imzalattırdığı ilk belgedir. Soylular, kendi rızaları olmadan toprak sahiplerinden vergi alınamayacağını ve merkezi otoriteye katılımın sağlanacağı hükmünü karara bağlamışlar ve böylece bir yandan kralın otoritesini sınırlarken, öte yandan da modern parlamenter sistemin ilk çekirdek uygulamasını gerçekleştirmişlerdir.

Büyük Veba Salgını

14. yüzyılda ortaya çıkan salgın sona erdiğinde ulaştığı bölgelerdeki nüfusun yaklaşık yarısını öldürmüştü. Toplam 75 milyon insan acılar içinde kıvranarak hayatını kaybetmişti. Veba salgını özellikle Avrupa’yı sarsmıştı. Salgından sonra Avrupa’da kiliseye olan güvenin de sarsılmasıyla sosyal değişiklikler yapıldı.

Berlin Duvarı’nın Yıkılışı

İkinci Dünya Savaşına kadar, Almanya’nın başşehri olan Berlin, 1943'te Almanya ikiye bölününce, Doğu ve Batı Berlin olarak ikiye bölündü. Doğu Berlin, Doğu Almanya'nın başşehri, Batı Berlin ise Batı Almanya'nın bir eyaleti oldu. 1961 yılında Doğu Almanya tarafından yapılan ve "Utanç Duvarı" diye anılan Berlin Duvarı, Almanya'nın bölünmüşlüğünün bir sembolüydü. 1990 yılında iki Almanya'nın birleşmesiyle birlikte, Berlin Duvarı da yıkıldı. Bu duvarın yıkılması, hem iki Almanya arasında, kalpler arası duvarı yıkmış ve hem de özgürlüğe bariyerlik yapan bir kavramın hem fiziksel hem de anlam açısınından yıkılmasını sembolize etmiştir.

Şekerin Bulunması

İngiliz sömürgecilerinin dediği şekliyle Beyaz Altın, milyonlarca Afrikalıyı 16. yüzyılın başlarında Amerika’ya getiren köle ticaretinin motoruydu. Şeker ticaretinden elde edilen kâr o kadar çoktu ki Amerika şeker sayesinde İngiltere’den bağımsızlığını kazandı.

Bağımsızlık Bildirgesi

1776 yılında Bağımsızlık Bildirgesi’ni yazdığında Thomas Jefferson, İngilizlerin elinden kurtulmak isteyen 13. Koloninin adına konuşuyordu. Yazdığı bildirge, dünya çağında bir etkiye sahip oldu. Bu bildirge sadece Amerika Tarihi’ni değiştirmekle kalmadı; ayrıca diğer ulusların bağımsızlık mücadelesini de ateşlendirdi.

İstanbul’un Fethi

Büyük hükümdar Fâtih Sultan Mehmet’in balistik hesaplarını bizzât yapıp, döktürdüğü toplar, zamânın en büyük ve tesirli silahıydı. Topçuluk tekniğinin, dünyâ târihini değiştirecek ilk büyük zaferi İstanbul’un fethidir. Avrupa kralları top sâyesinde, otoritelerini hiçe sayan ahâliye esir muâmeleleri yapan derebeylik (feodalite) usûlünü kaldırdılar. Merkezî otorite kuvvetlenip, millî birlik esâsına göre kurulan devletler, Avrupa haritasında kalıcı sınırlar meydana getirdiler. Hıristiyan Avrupa’da kültür ve medeniyet gelişti. Doğu ticâret yollarının bütünüyle Türk ve İslâm ülkelerinin eline geçmesi Avrupalıları ihtiyaçlarını temin için yeni yollar aramaya sevketti. Ticârî yollar aramak için keşiflere çıktılar. Yeni ülkeler keşfettiler.
UYARI:Sitemiz kişileri bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır, sağlık hizmeti vermemektedir. sitedeki bilgi hataları, eksiklikleri, ve gecikmelerinden doğabilecek maddi ve/veya manevi risk ve zararlardan sitemiz sorumlu değildir.Bu programların içeriği ve kullanımı ile ilgili tüm riskler, oluşabilecek maddi manevi tüm zararlar kullanıcının sorumluluğundadır. Ayrıca hat ve/veya sistem arızaları sebebi ile meydana gelebilecek hata, kesinti, bilgi naklinde gecikme ve bilgisayar/telefon virüsüne bağlı problemlerden ve sair sebeplerden kaynaklanabilecek doğrudan veya dolaylı maddi ve manevi zarar ve masraflardan, önceden haber verilmiş olunsa bile, sitemiz sorumlu tutulamaz. Yayınlamış olduğumuz paylaşımların tamamı sitemiz dışındaki kaynaklardan alınarak sizlerle buluşturulmuştur , bu nedenle sitemizde hiçbir paylaşım kaynağı yoktur. Sitemizden yayınlanan video ve benzeri paylaşımlar tamamen sosyal video paylaşım , (halka açık) sitelerden alınmıştır , paylaşımlardan doğabilecek sorunlar, kesinlikle SİTEMİZE ait değildir (sitemizi bağlamaz).
ariyordum free backlinkSeo Memurvadisi Backlink Austausch ECBannerFree Automatic Backlinks Free Automatic Backlinks Free Automatic BacklinksFree Automatic Backlinks Free Automatic BacklinksFree Automatic Backlinksfreebanner4u
Memursite*Turbo Ping*Sigorta Kasko*Haber Suyu*Haberin Suyu*Yeni Sözlük*Canlı TV İzle 1453 *Online Html Kod Deneme*Milli Piyango Çekiliş Sonuçları*Yemek Tarifleri*Göz TV*Survivor All Star*Survivor 2015 All Star*Banka Adresleri*AS Gif