KENDİNİ GERİ ÇEKMEK
İlişkilerinde sorun yaşayan birçok insan karşılarındakinin artık eskiden yaptığı güzel davranışları yapmadığını söyler. “Artık durduk yere gelip bana sarılmıyor” veya “Eskiden çok iyi bir dinleyiciydi” gibi, ilişkinin başlarında bulunan, ama zamanla kaybolmuş davranışlardan bahsedilir. İnsanlar ilişkide birbirlerine yaklaştıkça, yakınlıktan korkup kendilerini geri çekmeye eğilimlidir. Araya mesafe koymak için de, karşılarındakinin sevdiği bazı davranışları yapmayı bırakırlar.
Bu davranış genelde istemsiz yapılır, o yüzden fark etmesi zordur. Ama eğer hislerimizde değişiklik hissedersek, örneğin, eskiden karşımızdaki kişi için yapmayı sevdiğimiz bir şeyi yapmak artık bizi rahatsız ediyorsa, kendimizi geri çekip çekmediğimizi düşünmeliyiz. Görünüşümüze daha az önem vermeye başlayabiliriz, veya belki de işe giderken “Görüşürüz” demeyi veya işten dönüldüğünde birbirimizi sevgiyle karşılamayı bırakmış olabiliriz. Bu küçük ve büyük sevgi gösteren hareketleri bırakıp bırakmadığımıza dikkat etmeliyiz.
HİSLERİNİZİ KAPATMAK
Kendimizi geri çekmeye başlama sebeplerimizden biri de, daha önceki tecrübelerimizden oluşturduğumuz savunma sistemini kullanıp hislerimizi engellemektir. Örneğin, birine aşık olmaya başladığımızı fark edince, kendimize “Çok hızlı ilerliyoruz. Bunun sonunda üzüleceğim. Kimseye ihtiyacım yok. Bu ilişkiyi durdurmalıyım.” gibi cümleler kurarız, ve sonuç olarak kendimizi bizi mutlu eden bir olaydan uzaklaştırmış oluruz.
AŞIRI ELEŞTİREL YAKLAŞMAK
Hislerimizi kapatmanın daha aşırı bir yolu da, karşımızdaki kişinin sürekli olarak hatalarını görüp, eleştirmektir. Kendimizi de karşımızdakini de eleştiren iç sese boyun eğer, onun algımızı karartmasına izin veririz, ve sonuç olarak zihnimizde ilişkiyi, ilişkinin bozuk ve karanlık bir versiyonu olarak görmeye başlarız. En küçük şeylerden tartışma çıkarırız, masada bırakılan bardak, karşımızdakinin ricada bulunma şekli gibi. Hatta kısasa kısas mantığında, ne verdiğimizi ve ne aldığımızı hesaplayıp, ilişkiyi bir matematik problemi gibi görmeye bile başlayabiliriz.
TARTIŞMA YARATMAK
Tüm çiftler çözmesi zor bazı tartışmalar yaşar, bağımsız iki zihnin tam olarak uyuşması imkansızdır. Ancak bazen, hiçbir sebep yokken kavga çıkarıyor olabiliriz. Bu davranış tartışmalar çözmeye değil, yeni tartışmalar yaratmaya yarar.
SEVDİĞİNİ SÖYLEYİP SEVGİSİZ DAVRANMAK
Birçok çift birbirlerini sevdiğini iddia ederken, aynı zamanda birbirlerine o kadar kötü davranıyorlar ki, birbirlerinden hoşlandıklarını düşünmek bile saçma olur. Sevgi dolu davranmadan sevdiğimizi iddia edemeyiz. Bazen çiftler birbirlerine sevgi gösterip doğal davranmak yerine, “ilişkide olma” algılarına göre davranışlar sergilemeye başlar. Bu olduktan sonra, iki birey arasındaki sevgi ve nazikliği hiçe sayıp, tek bir varlıkmış gibi hareket etmeye başlarlar. DHA
Haberin Kategorisi Genel Haberler /
Kadınca
konu Başlığı Sevmekten korkanların 5 ortak özelliği. Bu haberi paylaşacağınız URL http://haber-suyu.blogspot.com/2016/04/sevmekten-korkanlarn-5-ortak-ozelligi.html. Teşekkür ederiz
Ditulis oleh:
MemurSite.Com -
Belum ada komentar untuk "Sevmekten korkanların 5 ortak özelliği"
Yorum Gönder