Canlı Tv izle, Kesintisiz TV izle, Ücretsiz online internet üzerinden hd televizyon izleyebileceğiniz web sitemizdir.

Hikmetli Hikayeler

Çizgiyi Uzatmak

Öğretmen sınıftaki zeki aynı zamanda kıskanç öğrenciye sordu:
“Niçin arkadaşlarını çekemiyor, onların yaptıklarını bozup kavga ediyorsun?”
Öğrenci: “Çünkü onların beni geçmelerini istemiyorum, en iyi ben olmalıyım” dedi.


Öğretmen, masasından kalkıp eline bir parça tebeşir aldı ve 25 cm. uzunluğunda bir çizgi çekti, öğrencinin yüzüne bakıp “Bu çizgiyi nasıl kısaltırsın?” diye sordu.
Öğrenci bir süre bu çizgiyi inceleyip, içinde çizgiyi birçok parçaya bölmek de olan birkaç cevap verdi.
Öğretmen cevapları kabul etmedi ve yere ilkinden daha uzun bir çizgi çekti.
Öğretmen: “Şimdi birincisi nasıl görünüyor” diye sordu.
Öğrenci: “Daha kısa” dedi, başını eğdi.
Öğretmen: “Bilgini ve yeteneklerini arttırarak kendi çizgini uzatman rakibinin çizgisini bölmeye çalışmandan daha iyidir” dedi.  http://www.memurvadisi.com/

Tamir Olmayan Delikler

Kötü huylu bir genç varmış. Bir gün babası ona çivilerle dolu bir torba vermiş. ‘Arkadaşlarınla kavga ettiğin zaman her sefer bu tahta perdeye bir çivi çak.’ Demiş. Genç, ilk gün tahta perdeye otuz çivi çakmış. Sonraki haftalarda kendi kendini kontrol etmeye çalışmış ve geçen her günde daha az çivi çakmış.
Nihayet bir gün gelmiş ki hiç çivi çakmamış. Babasına gidip söylemiş. Babası onu yeniden tahta perdenin önüne götürmüş.
Gence: ‘Bu günden başlayarak tartışmayıp kavga etmediğin her gün için tahta perdeden bir çivi çıkart.’ Demiş.
Günler geçmiş. Bir gün gelmiş ki her çivi çıkarılmış. Babası ona ‘Aferin, iyi davrandın ama bu tahta perdeye dikkatli bak. Artık çok delik var. Artık geçmişteki gibi güzel olmayacak, arkadaşlarla kavga edildiği zaman kötü sözler söylenir. Her kötü kelime bir yara (delik) bırakır. Arkadaşına kendisini affettiğini söyleyebilirsin ama bu delik aynen kalacak. Bir arkadaş ender bir mücevher gibidir. Seni dinler, yüreklendirir, güldürür, sen ihtiyaç duyduğunda yardımcı olur, sana yüreğini açar. ‘ Demiş

Oltaya Yem Takmadım
Baba-oğul, göl kenarına gelince, oltayı göle atıp otele döndüler. Bir saat sonra oltaya balık takılıp takılmadığını görmek için göle gittikleri vakit, dört beş balığın takıldığını gördüler. Çocuk, “Ben, balıkların oltaya takılacaklarını biliyordum, ” dedi.

Babası sordu: “Nereden biliyordun?”
“Dua ettim de onun için, ” dedi çocuk.
Oltayı yeniden hazırladılar ve yemek için otele gittiler. Yemekten sonra göle gittikleri vakit, yine birkaç balığın yakalandığını gördüler. “Çocuk, böyle olacağını biliyordum, ” dedi.
Babası sordu: “Nereden biliyordun?”
Çocuk “Dua ettim de onun için, ” dedi.
Baba-oğul, oltayı tekrar göle attı ve otele geri döndüler. Yatmadan önce, göle gidip oltaya baktıkları vakit, bu defa bir tek balığın bile oltaya takılmadığını gördüler. Çocuk, “Ben oltaya balık gelmeyeceğini biliyordum, ” dedi.
Babası sordu: “Nereden biliyordun?”
Çocuk “Dua etmedim de onun için, ” dedi.
Babasının, niye dua etmediğini sorması üzerine de çocuk, şu cevabı verdi: “Oltaya yem takmadığını hatırladım da onun için.”

Fizikçi, matematikçi, kimyacı, jeolog ve antropologdan oluşan araştırma ekibi şiddetli yağmur nedeniyle bir köylünün evine sığınırlar. Evde hepsinin dikkatinin soba çeker. Çünkü soba yerden bir metre kadar yukarıda, altında dizili taşların üzerine kurulmuştur. Sobanın neden böyle kurulduğuna ilişkin tartışmaya başlarlar.
Kimyacı: Adam sobayı yükselterek aktivasyon enerjisi sayesinde daha kolay yakmayı düşünmüş der.
Fizikçi: Adam konveksyon sayesinde daha kısa sürede ısıtmayı amaçlamış der.
Jeolog: Burası deprem kuşağında olduğu için deprem anında sobanın taşların üzerine devrilmesi ve yangın çıkmasını önlemek amaçlanmış der.
Matematikçi: Sobayı odanın geometrik merkezine kurmuş ve daha iyi ısıtmayı amaçlamış der.
Antropolog: Adam ilkel toplumlarda görülen ateşe tapmanın daha hafif bir şekli olarak ateşe saygısından sobayı yukarıya kurmuş der.
Bu sırada ev sahibi içeri girer ve ona sobanın yukarıda olmasının nedenini sorarlar. Adam cevap verir:
Boru yetmedi de efendim!
Bu ve bunun gibi pek çok hikaye var bu kitapta. Severek okuduğum bir kitap oldu.


ÜÇ FİLTRE TESTİ

Bir gün bir tanıdık büyük filozofa rastladı ve dedi ki: “Arkadaşınla ilgili ne duyduğumu biliyor musun?”
“Bir dakika bekle.” diye cevap verdi Sokrates: “Bana bir şey söylemeden evvel senin küçük bir testten geçmeni istiyorum. Buna 3’lü Filtre Testi deniyor.”

“Üçlü Filtre mi?”

“Doğru” diye devam etti Sokrates;

“Benimle arkadaşım hakkında konuşmaya başlamadan önce, bir süre durup; söyleyeceğini gözden geçirmek iyi bir fikir olabilir. Bu, ona üç filtre testi dememin sebebi. Birinci filtre Gerçek Filtresi. Bana birazdan söyleyeceğin şeyin tam anlamıyla gerçek olduğundan emin misin?”

“Hayır” dedi adam, “Aslında bunu sadece duydum ve...”

“Tamam” dedi Sokrates;

“Öyleyse, sen bunun gerçekten doğru olup olmadığını bilmiyorsun.
Şimdi 2. filtreyi deneyelim, İyilik Filtresi’ni. Arkadaşım hakkında bana söylemek üzere olduğun şey iyi bir şey mi?”

“Hayır, tam tersi” dedi adam.

“Öyleyse” diye devam etti Sokrates; “Onun hakkında bana kötü bir şey söylemek istiyorsun ve bunun doğru olduğundan emin değilsin. Fakat yine de testi geçebilirsin, çünkü geriye bir filtre daha kaldı: Yararlılık Filtresi. Bana arkadaşım hakkında söyleyeceğin şey benim işime yarar mı?”
“Hayır gerçekten yaramaz.” dedi adam.

“İyi” diye tamamladı Sokrates. “Eğer, bana söyleyeceğin şey doğru değilse, iyi değilse ve işe yarar bir şey değilse bana niye söylüyorsun ki?” ***

BİR YUMURTA İKİ BİLGİ

Konfüçyus bir arkadaşına şöyle der: Bende 1 yumurta var, sende 1 yumurta var.

Ben sana 1 yumurta versem, sen bana bir yumurta versen, bende 1 yumurta sende 1 yumurta olur.



Bende 1 bilgi var, sende 1 bilgi var.

Ben sana 1 bilgi versem, sen bana 1 bilgi versen, bende 2 bilgi, sende de 2 bilgi olur.
***
PEYGAMBERLİK VE İTAAT

ibn sina'nın yanından hiç ayrılmayan behmenyar adında bir öğrencisi vardı. hocasını çok sever ona büyük hayranlık duyardı. ibn sina birgün tıp dersi sırasında 'gece yarısı vücudun ısısı düşer, kan dolaşımı azalır, şayet bir kimse geceyarısı uykudan uyanıp soğuk su içerse , akciğerlerine kan hücum eder' der. gece evde sohbet ederken behmenyar , bu kadar bilginizle ve faziletinizle niçin peygamberliğinizi ilan etmiyorsunuz? der . ibn sina bu soruya cevap vermez; cevap verecektir ama yerini ve zamanını kollar.
gece istirahate çekildikten sonra ibn sina behmenyarı uyandırır. bir bardak soğuk su getirmesini ister. sıcak yatağından kalkmak istemeyen behmenyar , hocasının derste öğrettiği , gece kalkınca su içmenin sinir ve damarlara olan zararından bahseder. ayrıca kendisinin de terli olduğundan dolayı dışarı çıkarsa hastalanacağını belirtir.
bunun üzerine ibn sina ; şunu bil ki peygamber 400 yıl önce gelmiş ve geçmiş olduğu halde , onun sözü o derecede ve o suretle tesir etmiş ki, bugün seher vaktinde , bu soğukta minarenin üstünde O'nun medh ve sitayişi ediliyor . benim durumum ise , daha senin yanında hazır iken benim sözümle sen bana bir yudum su bile getirmiyorsun. benim sözümün bu kadarcık bile tesiri olmuyor. şu halde ben hangi kuvvetle peygamberlik iddiasında bulunabilirim diyerek öğrencisi olduğu halde kendisine itaat etmemesini , arkasından gelecek topluluğun da bulunamayacağını söylemeye çalışır.


SEVGİLİ Peygamberimiz (asm), sahabileri ile, uzun uzun sohbetler eder, Vahiy Meleğinin getirdiği yeni ayetleri okur, öğretir ve açıklardı. Sahabiler türlü türlü sorular sorar; cevap verenlerin en hayırlısı olan Peygamberimiz (asm) onların hem aklını, hem de kalbini tatmin eden cevaplar verirdi. Bazen Allahın yasak ettiği şeylerden kaçınmaları için onları şiddetle ikaz ederdi… Bazen de, Allahın emirlerini seve seve yerine getirmenin büyük mükâfatlarından; Cennet bahçelerinden, Kevser pınarlarından bahsederdi… Bütün bu sohbetler sırasında Peygamberimiz (asm), kendisini dinleyenlerin sıkılmamalarına, ciddi konuları uzun süre dinlemekten akıl ve kalplerinin yorulmamasına çok dikkat ederdi. Zaman zaman sohbetine ara verir, eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli ve hikmetli öyküler anlatırdı. Biz bu kitapta, hadis kaynaklarında özel bir yeri olan bu hikmetli öyküleri derledik… Ve size, bitirmeden elinizden bırakamayacağınız bir kitap daha hazırladık…
içindekiler
Uç adamın öyküsü……………………………………..11
iyiliğin bedeli…………………………………………….19
Allah için sevmek……………………………………….21
Tarladaki altınlar………………………………………..25
Yüz kişinin katili………………………………………..27
Çocuk kimin?……………………………………………33
Sadaka……………………………………………………..35
Zalim ile masum………………………………………..39
Şeytanın en sevdiği……………………………………..43
İyi söz, kötü söz…………………………………………45
Gencin Rabbinin adıyla………………………………47
Bir küçücük iyilik………………………………………59
Borçluya kolaylık……………………………………….61
Borçlu ve alacaklı……………………………………….63
Susuz köpek………………………………………………69
Konuşan öküz……………………………………………71
Zavallı kedi……………………………………………….73
“Senin korkundan!”……………………………………75
Karınca milleti…………………………………………..77
Hızır ile Musa……………………………………………79
Hasta, aç ve susuz………………………………………89
Buluttan gelen ses………………………………………93
Kanatlı insanlar………………………………………….95
Tövbe……………………………………………………….99
Altın çekirgeler………………………………………..101
Haram ganimet………………………………………..103
Sağ el verdiğinde………………………………………109
önsöz
SEVGİLİ Peygamberimiz (asm), sahabileri ile, uzun uzun sohbetler eder, Vahiy Meleği’nin getirdiği yeni ayetleri okur, öğretir ve açıklardı.
Sahabiler türlü türlü sorular sorar; cevap verenlerin en hayırlısı olan Peygamberimiz (asm) onların hem aklını, hem de kalbini tatmin eden cevaplar verirdi.
Bazen Allah’ın yasak ettiği şeylerden kaçınmaları için onları şiddetle ikaz ederdi… Bazen de, Allah’ın emirlerini seve seve yerine getirmenin büyük mükâfatlarından; Cennet bahçelerinden, Kevser pınarlarından bahsederdi…
Bütün bu sohbetler sırasında Peygamberimiz (asm), kendisini dinleyenlerin sıkılmamalarına, ciddi konuları uzun süre dinlemekten akıl ve kalplerinin yorulmamasına çok dikkat ederdi.
Zaman zaman sohbetine ara verir, eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli ve hikmetli öyküler anlatırdı.
Biz bu kitapta, hadis kaynaklarında özel bir yeri olan bu hikmetli öyküleri derledik… Ve size, bitirmeden elinizden bırakamayacağınız bir kitap daha hazırladık…
— Uğurböceği Yayınları
Üç Adamın Öyküsü
İSRAİLOĞULLARINDAN, biri ala tenli, biri kel ve öteki kör üç adam vardı. Allah bunları sınamak istedi. Ve onlara bir melek gönderdi.
Melek, önce ala tenliye uğradı:
“En çok ne istersin?” diye sordu.
Ala tenli:
“Güzel renk ve güzel bir cilt.. Beni insanlara çirkin gösteren bu hastalığın giderilmesini isterim,” dedi.
Melek hemen ona dokundu. Ve o çirkin, hastalıklı görüntü ondan gitti, teni güzelleşti.
“En çok hangi malı seversin?” diye sordu.
Ala tenli, “Deveyi,” diye cevap verdi.
Bunun üzerine ona, çok yakında yavrusu olacak hamile bir deve verildi.
Ve melek, “Allah bunları senin için berekedi kılsın!” diye dua ederek ala tenlinin yanından ayrıldı. Sonra kelin yanma giden melek, ona da:
“Ey kel! En çok istediğin şey nedir?” diye sordu.
Kel, “Güzel bir saç!” dedi.
Melek hemen onun başına dokundu. Kelin başından, gür ve güzel saçlar çıktı.
Sonra melek ona:
“En çok hangi malı seversin?” diye sordu..
“İneği çok seviyorum,” diye cevap verdi kel. Bunun üzerine kele, yakında yavrulayacak hamile bir inek verildi.
Melek, ona da:
“Allah bunu senin için berekedi kılsın!” diye dua etti ve sonra körün yanma gitti:
Köre de, “En çok ne arzu ediyorsun?” diye sordu.
Kör, “Allah, benim gözlerimi tekrar bana versin de, insanları göreyim” dedi.
Bunun üzerine melek onun da yüzüne dokundu. Allah, körün gözlerini açtı.
Melek yine sordu:
“En çok hangi malı seversin?”
“En fazla koyunu seviyorum,” dedi kör.
Bunun üzerine kendisine yakında yavruları olacak hamile bir koyun verildi.
Ve çok geçmeden, deve ile inek yavruladı, koyun da kuzuladı.
Aradan uzun bir zaman geçti.
Bu üç adamdan birinin bir vadiyi dolduracak kadar devesi, öbürünün ineği ve diğerinin de aynı miktarda koyunu oldu.
Sonra melek tekrar dönüp önce ala tenlinin eski hastalıklı haline girerek, onun yanma geldi ve:
“Fakir bir adamım, yoluma devam etmek imkânım kalmadı. Bugün ulaşmak istediğim yere,
önce Allah’ın, sonra senin yardımın sayesinde varabilirim. Rengini ve cildini güzelleştiren Allah için, senden bir deve istiyorum. Bana bir deve ver ki, onunla yolculuğumu tamamlayabileyim” diye yalvardı. Eskiden ala tenli olan adam:
“Sana sıra gelene kadar, verilecek çok yer var!” dedi.
Bunun üzerine melek:
“Seni bir yerden gözüm ısırıyor. Sen eskiden ala tenli idin. İnsanlar senden iğrenirlerdi. Fakirdin, Allah sana mal verdi değil mi?” dedi.
Ala tenli, “Mal bana dededen babadan miras olarak kaldı” diye cevap verdi.
Melek:
“Eğer yalan söylüyorsan, Allah seni o eski haline geri döndürsün!” dedi ve oradan ayrıldı.
Melek, kel bir adam kılığına girip, o eski kel adamın yanma gitti.
Kele de, ötekine söylediği gibi söyledi.
Kel de, ala tenli gibi, onu eli boş geri çevirdi. Ve mallarının kendisine miras kaldığını söyledi.
Melek ona da:
“Eğer yalan söylüyorsan, Allah seni önceki hâline çevirsin,” diye beddua etti.
Sonra da körün eski kılık kıyafetine girerek onun yanına geldi ve:
“Yolcu ve fakir bir adamım. Yoluma devam edebilmem için çarem kalmadı. Önce Allah’ın, sonra da senin yardımın sayesinde gideceğim yere varabilirim. Senin gözlerini sana yeniden veren Allah hakkı için, senden bir koyun istiyorum,” diye yalvardı.
Bunun üzerine eskiden kör olan o adam şöyle dedi:
“Ben kördüm Allah gözlerimi açtı. Bu bakımdan istediğini al, istediğini bırak. Allah’a yemin olsun ki, Allah için aldığın hiçbir şeyde sana zorluk çıkarmayacağım” dedi.
Melek:
“Malın senin olsun, bu sizin için bir imtihandı. Sen kazandın, ötekiler ise kaybetti..” dedi.
Haberin Kategorisi Her Telden / Kişisel Gelişim konu Başlığı Hikmetli Hikayeler. Bu haberi paylaşacağınız URL http://haber-suyu.blogspot.com/2015/10/hikmetli-hikayeler.html. Teşekkür ederiz
Ditulis oleh: MemurSite.Com -

Belum ada komentar untuk "Hikmetli Hikayeler"

Yorum Gönder

UYARI:Sitemiz kişileri bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır, sağlık hizmeti vermemektedir. sitedeki bilgi hataları, eksiklikleri, ve gecikmelerinden doğabilecek maddi ve/veya manevi risk ve zararlardan sitemiz sorumlu değildir.Bu programların içeriği ve kullanımı ile ilgili tüm riskler, oluşabilecek maddi manevi tüm zararlar kullanıcının sorumluluğundadır. Ayrıca hat ve/veya sistem arızaları sebebi ile meydana gelebilecek hata, kesinti, bilgi naklinde gecikme ve bilgisayar/telefon virüsüne bağlı problemlerden ve sair sebeplerden kaynaklanabilecek doğrudan veya dolaylı maddi ve manevi zarar ve masraflardan, önceden haber verilmiş olunsa bile, sitemiz sorumlu tutulamaz. Yayınlamış olduğumuz paylaşımların tamamı sitemiz dışındaki kaynaklardan alınarak sizlerle buluşturulmuştur , bu nedenle sitemizde hiçbir paylaşım kaynağı yoktur. Sitemizden yayınlanan video ve benzeri paylaşımlar tamamen sosyal video paylaşım , (halka açık) sitelerden alınmıştır , paylaşımlardan doğabilecek sorunlar, kesinlikle SİTEMİZE ait değildir (sitemizi bağlamaz).
ariyordum free backlinkSeo Memurvadisi Backlink Austausch ECBannerFree Automatic Backlinks Free Automatic Backlinks Free Automatic BacklinksFree Automatic Backlinks Free Automatic BacklinksFree Automatic Backlinksfreebanner4u
Memursite*Turbo Ping*Sigorta Kasko*Haber Suyu*Haberin Suyu*Yeni Sözlük*Canlı TV İzle 1453 *Online Html Kod Deneme*Milli Piyango Çekiliş Sonuçları*Yemek Tarifleri*Göz TV*Survivor All Star*Survivor 2015 All Star*Banka Adresleri*AS Gif