Canlı Tv izle, Kesintisiz TV izle, Ücretsiz online internet üzerinden hd televizyon izleyebileceğiniz web sitemizdir.
ödev etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ödev etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Buz tabakası niye suda batmaz?

Sular her zaman yüzeyden donarlar ve buz her zaman suyun üzerinde yüzer, dibe batmaz. Eğer suyun tüm diğer sıvılar gibi soğudukça yoğunluğu artsaydı, yani buz suyun dibine batsaydı, bu durumda okyanuslar, denizler ve göllerde, donma alttan başlayacaktı. Alttan başlayan donma yüzeyde soğuğu kesecek bir buz tabakası olmadığı için, yukarı doğru devam edecekti. Böylece Dünya'daki göllerin, denizlerin ve okyanusların çok büyük bölümü dev birer buz kütlesi haline gelecekti. Böyle bir Dünya'nın denizlerinde hiçbir canlı yaşayamazdı. Denizlerin ölü olduğu bir ekolojik sistemde kara canlılarının varlığı da mümkün olamazdı. Kısacası Dünya, eğer su normal davransaydı, ölü bir gezegen olacaktı. 
Bilinen tüm maddeler ısıları düştükçe büzüşürler. Bilinen tüm sıvılar da yine ısıları düştükçe büzüşür, hacim kaybederler. Hacim azalınca yoğunluk artar ve böylece soğuk olan kısımlar daha ağır hale gelir. Bu yüzden sıvı maddelerin katı halleri,

Kurt Seyt Shura Kitap Özeti - Nermin Bezmen Kurt Seyt Shura Roman Özeti

kurt seyt shura kitap özeti, nermin bezmen kurt seyt shura kitap özeti , kurt seyt shura kitabı kısa özeti, kurt seyt shura kitabının yazarı, kurt seyt shura nermin bezmen, kurt seyt shura kitabı, kurt seyt shura roman özeti,kıvanç tatlıtuğun yeni dizisi kurt seyt shura kitap özeti





KURT SEYT & SHURA KİTAP ÖZETİ - NERMİN BEZMEN

Kitabın Adı: Kurt Seyt & Shura
Kitabın Yazarı: Nermin Bezmen
Kitabın Karakterleri: Kurt Seyt, Mürivet, Emine, Leman, Fikriye, Necmiye, Yorgo, Şükran, Aziz Çavuş, Yahya, Mehmet Bey, Osman Bey, Baba Eminof, Tomas, Gazi Mustafa Kemal, Sabahattin,

- ÖZET -
1924 Baharında Kurt Seyt Shura’ dan ayrılır ve Muraka’sı (Mürivet) ile yeni bir hayata başlar. İstanbul’da Beyoğlu’nda Kırım Lokantası adında bir işletmeyi çalıştırmaya başlar. Kurt Seyt ve karısı Beyoğlu’nun bu canlı, cıvıl cıvıl hayatına ayak uyduramamaktadır. Eşi hamile kalır doğum zamanına yakın eşinin annesi Emine evlerine taşınır. Evdeki çatışma artar. Aileye Leman isminde bir kız çocuğu katılır. doğum ile birlikte evde kendini terk edilmiş hisseden Kurt Seyt bir süre evden uzaklaşır. Mürivet bazen kendisi bazen Kurt Seyt’in akrabaları yolu ile kocasını bulur, evine döndürür. Mürivet’in annesi de evdeki huzursuzluktan dolayı başka eve kızları Fikriye ve Necmiye ile beraber çıkar. Bu arada da ilkbahar biter yaz başlar. Beyoğlu’undaki lokantanın işleri düşer, kapanacaktır. Bu sırada müşterilerinden biri olan Rum Yorgo’nun teklifi ile beraber Caddebostan’ da bir deniz gazinosu açar. Müriyet kocası ile beraber hiçbir zaman o eğlenceli hayata girememiştir. Yaz sona erer. Caddebostan’dan ayrılma vakti gelmiştir. Ayrılırken ortağı ile anlaşmazlığa düşer, varını yoğunu kaybeder. Bunun üzerine evde temizlik işleri yapmaya başlar. Elde kalan parasıyla da Ağa Camii’nde bir lokanta açar. Buradan biriktireceği parayla Leginatsa düşlerini gerçekleştirmeye çalışır. (Leginatsa, Rusya’dan Türkiye’ye göçen insanları Avrupa ve Amerika’ya göçünü sağlayan bir dernektir.) Kurt Seyt Amerika’ya gitmek istemektedir. Biriktirdiği paralarla Leginatsa’ya başvurur ve konuyu Mürivet’e açar. Ama buna karşı sert ve anlamsız bir tepki verir Mürivet. Bu hayalide suya düşmüştür. Hatta Leginatsa’da onlara sıra gelmiştir, ama gitmezler. Bu başvuru içinde varını yoğunu harcamıştır. Lokantayı devreder. Aynalı Çeşme’deki evlerinde Mürivet’in annesinin yakınındaki bir eve taşınırlar. Kurt Seyt işsiz kaldığından hazır paralarını yemektedirler. Mürivet bu arada hamiledir. Ama Kurt Seyt’e bunu söyleyememiştir. Mürivet kocasının hayallerini yıkmış hem de hamileliğini gizlemiştir. Bir gün kocasına hamileliğini söylemeye karar verir ve söyler. Buna karşılık Kurt Seyt çok büyük bir tepki gösterir. Çünkü herkesin haberi vardır, ama kendisinin haberi yoktur. Kendisini aldatılmış hissetmektedir. Karısından hemen bu çocuğu aldırmasını ister. Mürivet doktora gider. Bunun olamayacağını öğrenir ve kocasına söyler. Kurt Seyt bunun üzerine, bir şeyler yapması gerektiğine karar verir. Gaz satmaya başlar. Bu sırada ikinci çocukları Şükran dünyaya gelir. Ama artık ekonomik sorunlar iyice büyümüştür. Bir gün Beyoğlu’nda arkadaşlarından birisi ile karşılaşır. Onun teklifi ile ailesine haber vermeden Veli Efendi’de çalışmaya gider. Mürivet kocasının bu gidişi üzerine perişan olur, ancak hiçbir ipucu bulamaz. Bir gün Aziz Çavuş adında birisi kocasından haber getirir. Böylelikle kocasının yerini öğrenmiş olur. Aralıklarla bu kişiden kocası ile ilgili bilgiler gelir. Bir gün Kurt Seyt Mürivet’i yanına çağırır. Mürivet hemen ertesi gün yanına çocukları ve annesini de alarak Veli Efendiye kocasının yanına gider ve beraberce geriye dönerler. Akrabası Yahya’nın yardımı ve biriktirdiği paralarla Küçük Bursa Sokakta bir lokanta açar. 1926’yı 1927’ye bağlayan kış çok iyi geçmiş ve iyi para kazanmıştır. Kurt Seyt, Akar Vapur İşletmelerinin sahipleri Mehmet ve Osman Beylerle yaz için Altınkum’da bir plaj-restoran kurma kararı alırlar.  Yazın başlaması ile beraber bu gazinoyu hemen açarlar. Buranın bütün işletmesini Kurt Seyt yapacaktır. Kurt Seyt; yeni bir amaç ve umutla bu işe sarılır. Evinden uzaklaşarak Rus eğlence anlayışını bu gazinoya taşır ve çok başarılı bir yaz dönemi geçirir. Mürivet Zaman zaman çocukları ile gelerek bu eğlencenin içinde bulunur. Bu eğlence anlayışına alışmaya başlamıştır. Mürivet, Kurt Seyt’i mutlu etmek için, bir gün Aluşta’daki ailesine yazmak için adresi alıp mektubu yazar ve gönderir. Mektuba bir süre sonra cevap gelir. Gelen cevap çok sade ve hissizdir. Bu böyle birkaç defa tekrar eder. Sovyet yönetimindeki baba Eminof çok mutludur. Ancak bunlar bir süre sonra Eminof ailesine zarar vermeye başlar. Hatta sonunda Kurt Seyt’in kardeşi ve işinin öldürülmesine neden olur. Aluşta’da bunlar olup bitince lar kesilir. Kurt Seyt, kış için Pera’da yeni bir lokanta açar ve buradan da iyi para kazanmaya başlar. Buranın yakınlarında bir eve taşınırlar. Çocukları iyi bir hayat sürmektedir. Yazın başlangıcı ile beraber Tomas isimli bir arkadaşı ile beraber Tarabya’da Maksim gazinosu açarlar.Bu gazino kısa bir süre sonra belli başlı bir eğlence yeri olur. Varlık artmaya ama huzur azalmaya başlamıştır. Mürivet kocasının çok içtiğini bahane ederek devamlı sorun çıkarmaktadır. İçki ise, Kurt Seyt’i rahatlatan, geçmişe hem yaklaştıran, hem de uzaklaştıran yegane bir araçtır. Bu çatışmaların sonunda Kurt Seyt bütün işi devreder. O şaşalı yerden taşınırlar. Eşinin yanında bulunacağı ve çalışmayacağı kararını alır Kurt Seyt. Yine hazır para yeme zamanları gelmiştir. Zamanla eldeki avuçtaki eriyip gitmiştir. Bunun üzerine Kurt Seyt çalışması gerektiğini görmektedir. Evde şırdan dolması üretmeye başlar. Kısa sürede bu iş tutar fakat çevrede rahatsızlık yaratır. Bu işten kazandığı para ile Acıçeşmeler’e inen sokağın üzerinde bir lokanta açar. Mürivet bu sırada büyük bir rahatsızlık geçirir. Bu hastalık sırasında yine zor duruma düşerler ve lokanta kapanır. Kurt Seyt; Mürivet’in iyileşmesi ile beraber kibrit fabrikasında işe başlar. Büyükdere’ye yerleşirler. Bir süre sonra guncelhaber2014 burada çalışamayacağını anlar ve işten ayrılır. Mürivet onun yerine fabrikaya işe girer ve ilk defa çalışmaya başlar. Kurt Seyt fabrikanın hemen yanında bir lokanta daha açar. Lokanta fabrikada çalışan işçilere bir tabldot gibidir. Çok iyi bir iş değildir. Yinede idare etmelerini sağlamaktadır. 1933’ü 1934’e bağlayan kış ile birlikte yine beklenmeyen olaylar gerçekleşir. Mürivet fabrikada çalışırken bir iş kazası sonucu parmağı kopar. Bir süre sonra Kurt Seyt Rus Sefaretinde işe başlar. Fazla uzun sürmez; çünkü onu casus zannetmektedirler. Bu nedenle işten ayrılıp, tekrar Mürivet’ in annesinin yanına taşınırlar. Mürivet iyileşmiş, Siyon çorap fabrikasında işe girerek evin gelirine katkıda bulunmaya çalışmaktadır. Kurt Seyt’in lokantasında işler kötüye gittiğinden lokantayı satar. Yalnızca Mürivet’ in gelirine kalmışlardır. Kurt Seyt bu durumdan dolayı yıkılır ve evden uzaklaşır. Mürivet uzun süre kocasını arar fakat bulamaz. Kurt Seyt bu arada Zonguldak’ta kömür madenlerinde çalışmaktadır. Buradan biriktirdiği paralarla evine geri döner. Aile yine bir araya gelir. Hemen bu para ile Acıçeşmede en küçük lokantasını açar. Yaz ile beraber işler yine düzelecektir. Akrabası Yahya’nın yardımı ile Florya’da tren istasyonunun gerisinde bir arazi kiralar. Kurt Seyt burada, plajda soğuk yiyecekler, içecekler satıp, akşam ise lokantada eğlenceli bir ortam yaratmıştır. Hatta Gazi Mustafa Kemal’in Florya’da yazı geçirmesi ile Florya canlı bir hayata kavuşmuş. Mustafa Kemal’in de sık sık geldiği bir lokanta halini almıştır. Mustafa Kemal buradaki Kafkasya havasının hayranıdır. Burada mutlu dakikalar geçirmektedir. İşler bu kadar güzel gitmesine rağmen bir kaza ile yine tersine döner. Kurt Seyt Tren yolunda büyük bir kaza geçirir. Kolları, bacakları, kaburgaları kırılır. Hatta bacağı kesilecektir. Ama ölümü bile göze alarak kestirmez. Kırıkçı bir kocakarı bunun bütün yaralarını iyileştirir. Bu süre içerinde hazır para ile bir kış daha geçer. Yaz ile beraber Florya’daki aynı araziyi kiralar. Eski işine devam eder Kurt Seyt. 16 Haziran 1932’den itibaren nüfus cüzdanlarına T.C. vatandaşı olarak soyadı yazma heyecanı başlamıştır. İşte bu ortamda Rusya’dan göçen insanlar Florya’dan yavaş yavaş kaçarlar, çünkü çalışma izinleri bitmektedir. Vatandaşlığı almamışlardır. Çünkü onların Avrupa’ya Amerika’ya gitmek gibi bir emelleri vardır. Yaz bu arada sona erer, yine hazır para yenmeye başlanır. Talihsizlikler devam ediyordu. Kızları Şükran Tifo’ya yakalanmıştı. Hazır parada burada erimekteydi. Seyt’in akrabası Hasan Kopsel imdatlarına yetişti, bir miktar borç para verdi. Kurt Seyt bu parayla Kayseri’den halı getirerek satmaya başladı. Bu işten iyi para kazanmaya başladı. 1938 yazı Mürivet kızları ile beraber İstanbul’a annesini bırakmaya gitti. Yazın sonunda döndü. Kurt Seyt bu arada iyi bir ticari gelir elde etmeye başladı. Kızları Leman’da iyice güzelleşmiş ve dikkatleri çekmeye başlamıştı. Almanya’nın 10 Eylül’de Polanya’yı işgali ile karanlık günler yaşanmaya başlamıştı. İşte bu ortamda Kurt Seyt Ankara’nın yiyecek ihtiyacını karşılamaya başlamıştı. Kayseri’den halı getirerek gelir elde etmeye çalışıyordu. Çok sıkıntılı günler geçiriyordu. İşte bu ortamda Leman genç ve güzel bir genç kız olmuştu. Sabahattin adında bir genç ile yaşıyordu. Aralarındaki ilişki ciddi duruma gelmiş ve nişanlanmışlardı. 21 Kasım’dan itibaren ülkede sıkı yönetim ilan edildi. İşte böyle günlerde Leman dünya evine girdi. İşte böyle bir ortamda Kurt Seyt yine Kayseri’ye gitmiş malzemelerini almış Ankara’ya dönüyordu. Tren yoluna düşen bir çığ ile yolda kaldılar. Kompartımanındaki genç ve çocuklu bir kadının perişan durumuna ve soğuğun verdiği ortama dayanarak kadına kendi paltosunu vermişti. İşte bu olay onun hayatında olabilecek en zor durumlara düşmesine neden olmuştu. O iyilik yapmıştı, ama kendisine yapabileceği en büyük kötülüğü yaptı, zatürre oldu. Bu hastalık onun hayatında bir daha bir düzen kurulamamasına neden olmuştu. Bir daha iyileşemedi, İstanbul’a döndüler. Yine iyileşemedi, sonunda kızı Leman’la yaşadıkları eşinin çalışmasıyla elde edilen gelirden tedavi edilmek onun yaşama arzularını öldürdü. Hayata bağlılığını koparttı. 25 Ekim 1945 ‘de bu hayata daha fazla devam edemeyeceğine karar verdi ve intihar etti.
Şehzade Cihangir Kimdir Nasıl ve Ne Zaman Öldü?

Şehzade Cihangir Kimdir Nasıl ve Ne Zaman Öldü?

Şehzade Cihangir
Doğum     1531 civarı
İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu
Ölüm     28 Ağustos 1553
İstanbul,Osmanlı İmparatorluğu
Yattığı yer     Şehzade Camii, İstanbul
Ebeveyn(ler)     I. Süleyman ve Hürrem Sultan


Şehzade Sultan Cihangir (d.1531, İstanbul - ö.1553, Halep),
(Osmanlıca adı: الأمير جيهانغير) Osmanlı Padişahı I. Süleyman’ın Hürrem Sultan’dan olan dördüncü oğlu.[1] Fiziksel rahatsızlıkları bulunması sebebiyle sancak istememiştir. Az sayıda sefere katılmıştır. Kendi öz kardeşleri tarafından bile dışlanmıştır. Cihangir’in en çok sevdiği kardeşi hep Şehzade Mustafa olmuştur. Ağabeyinin 1553 tarihinde Nahcivan Seferi sırasında padişahın otağında boğdurulması sebebiyle buna dayanamayan Cihangir aynı sene Halep’te hayatını kaybetmiştir. Babası Kanuni, onun adına Cihangir adlı semt kurdurmuştur.


Yaşamı

Şehzade Cihangir, 1531 yılında dünyaya gelmiştir. Eğitimini sarayda tamamlamıştır. Ayrıca Cihangir’in haremi ve eşi hiç olmamıştır. Yetişkinliğe ulaşınca babası ona Amasya Valiliğini vaad etmiştir. Ancak bir nedenden olayı sancak istememiştir. Kambur olan genç şehzade kendi öz kardeşleri tarafından hep alay konusu olmuştur. Lakin ağabeyi Şehzade Mustafa onun en çok seven kardeşidir. Bu yüzden Cihangir’de ağabeyini kendi öz kardeşlerinden daha çok sevmiştir. Ağabeyinin 1553 senesinde Nahcivan Seferi sırasında padişahın otağında boğdurulması Cihangir’in de ölüm sebebi olmuştur. Bu acıya dayanamayan Cihangir’de aynı sene Halep’te vefat etmiştir.

Kişiliği

Kendisi hattat (yazı ustası) olup, ayrıca Zarîfî mahlasını kullanan bir şairdir.
Ölümü


Ağabeyi Şehzade Mustafa’nın boğdurulduğu sırada, o da babasının çadırında olduğundan, olayı en yakından yaşamıştır. Bu, onun ruhunda öylesine bir hasar bırakmıştır ki, idam sonrası düştüğü büyük travmanın sonucuna daha fazla dayanamayıp, babasıyla Halep’e vardıklarında (28.08.1553) orada melankoliden ölmüştür. Kanuni, oğlu adına İstanbul-Beyoğlu’ndaki Cihangir mahallesi, bu adını işte bu talihsiz evlattan almış bulunmaktadır. Babası bu yeri onun adına kurdurmuş olup, aynı yere, cami, imaret, tekke ve türbe yaptırmıştır. Şehzade Cihangir’in mezarı İstanbul’daki Şehzadebaşı Camii’sinde ağabeyi Şehzade Mehmed’in yanı başında yer almaktadır.

Popüler kültürdeki yeri


2003 yılında yayınlanan Hürrem Sultan adlı Türk televizyon dizisinde Şehzade Cihangir’i Engin Hepileri canlandırdı. 2011 yılından itibaren yayınlanan Muhteşem Yüzyıl adlı Türk dizisinde ise Şehzade Cihangir’in çocukluğunu Aybars Kartal Özson, 4. ve son sezonda ise Tolga Sarıtaş canlandırmaktadır.


Kanunî’nin oğlu Şehzâde Mustafa’nın öldürülmesi Osmanlı tarihinin bugüne kadar unutulmayan en acı hadiselerinden biridir

Şehzâde Mustafa, 1515’te babasının Manisa Sancakbeyliği sırasında doğdu. Annesi Mahidevran Hatun’du. 1520’de babasının tahta çıkması üzerine İstanbul’a geldi. 1533’te Manisa Sancakbeyliği’ne tayin edildi.

Yeniçerilerin sevgisi

Şehzâde Mustafa, Manisa Sancakbeyliği sırasında şairleri ve âlimleri himayesi altına aldı. Halka, ulemaya ve askerlere karşı cömert oldu. Şehzâde hemen herkes tarafından sevilerek saltanatın varisi olarak görüldü.

Şehzâdenin bu şekilde geniş bir nüfuza sahip olması ve değişik halk kesimlerinden destek görmesi, Hürrem Sultan’ı huzursuz ediyordu. Hürrem Sultan’ın da etkisiyle Veziriazam Makbul İbrahim Paşa öldürüldü. Böylece Şehzâde Mustafa İstanbul’daki en büyük destekçisini kaybetti. Hürrem Sultan ise kızı Mihrimah Sultan’ı evlendirdiği Rüstem Paşa’yı ikbal merdivenlerinden çıkararak, Şehzâde Mustafa’ya karşı önemli bir müttefik buldu.

Valilere mektup yazdı

Kanunî, Hürrem Sultan’ın da tesiriyle Şehzâde Mustafa’yı saltanat merkezine daha yakın olan Manisa Sancakbeyliği’nden alarak yerine Şehzâde Mehmed’i tayin etti. Şehzâde Mustafa’yı da Amasya’ya gönderdi. Ancak Şehzâde Mehmed’in 1 yıl sonra 1543’teki beklenmedik ölümü Şehzâde Mustafa’yı tekrar şanslı duruma getirdi.

Şehzâde Mustafa da bu arada valilere mektuplar yazarak çevresini genişletmeye çalışıyordu. Mahidevran Sultan, Amasya’da Şehzâde Mustafa’ya yol gösteriyor, oğlunu korumak için çabalıyordu.

Venedik Elçisi Navagero, Hürrem Sultan ile Rüstem Paşa’nın Şehzâde Mustafa’yı engellemek için neler yaptıklarını da şöyle anlatır:

Sahte mektuplar

Gelişmelerin günden güne kendi aleyhlerine gittiğini gören Rüstem Paşa, gizlice şehzâdenin mührünü kazıttı. Şehzâde Mustafa’nın ağzıyla İran Şahı Tahmasb’a bir mektup yazdı. Sahte mektupta, şehzâde “padişah olması halinde Şah Tahmasb ile yakın bir dostluk kuracağını bildiriyor ve Şah’ın güzel kızı Feride ile evlenmek istediğini” söylüyordu. Rüstem Paşa, şehzâde adına yazdığı sahte mektubu Zeynel Bey vasıtasıyla İran şahına gönderdi. Şahın cevaben şehzâdeye yazmış olduğu mektubu da aynı yolla ele geçirdi. Rüstem Paşa çok büyük bir koz yakalamıştı. Gerektiğinde bu sahte mektupları padişaha gösterecek ve şehzâdenin sonunu hazırlayacaktı.

Kanunî’ye iletti

1552’de Veziriazam Rüstem Paşa, İran seferine çıktı. Ancak Anadolu’daki asker ve halkın Şehzâde Mustafa’ya büyük muhabbet beslediklerine şahit oldu. Padişahın yaşlandığı ve Rüstem Paşa’nın da ortadan kaldırılması gerektiği yönünde dedikodular üzerine veziriazam, hemen bir adamını İstanbul’a göndererek meydana gelen olayları Kanunî’ye iletti. Bu arada daha önce Şah Tahmasb’a yazdığı sahte mektupları da Şehzâde Mustafa’nın aleyhine delil olarak gönderdi. Artık, Kanunî Sultan Süleyman tamamen oğlunun aleyhine dönmüştü. Özellikle, “Padişahın kalan ömrünü Dimetoka saraylarında ibadetle geçirmesi gerektiği” şayiası kendisini çok üzmüştü. Dedesi İkinci Bâyezid tahttan indirilerek Dimetoka Sarayı’na gönderilmiş ancak yolda aniden ölmüştü.

Şehzâde Mustafa’nın öldürülmesi

Sultan Süleyman, Rüstem Paşa’yı geri çağırarak seferin ertesi yıl bizzat kendi komutasında yapılacağını bildirdi. Kanunî, 28 Ağustos 1553’te ordusuyla Üsküdar’dan hareket etti. Ordu 5 Ekim’de Konya Ereğlisi yakınındaki Aktepe denilen mevkide konakladı. Orduya katılması talimatı verilen Şehzâde Mustafa, babasının kendisiyle ilgili düşüncelerinden habersiz, birlikleriyle babasının otağının 2 mil uzağına otağını kurdu.

Uyarıları dinlemedi

Şehzâde Mustafa, akşama doğru babasının otağından kendisine doğru üzerinde kâğıt bulunan bir ok atıldı. Kâğıtta babasının otağına kesinlikle gitmemesi, babasının onu öldüreceği yazılıydı. Şehzâde Mustafa bunu Rüstem Paşa’nın kendisine karşı bir hilesi olarak düşündü. Şehzâde Mustafa, çevresinin bütün uyarılarına rağmen babasının kendisini öldürteceğine inanmıyordu.

Şehzâde Mustafa, padişahın çadırına girdiğinde elinde bir yayla tahtta oturan babasını hürmetle selamladı. Kanunî bu selama, “Ah köpek! Sende hâlâ beni selamlayacak cesaret var mı” diyerek arkasını döndü. Bu işaret üzerine iri cüsseli dilsiz yedi cellat şehzâdenin üzerine atıldılar.
Şehzâde Mustafa böyle ani bir saldırı karşısında bile cellatlardan kurtulup, onları yere sermeyi başardı. Bu sırada karşısına çıkan Zal Mahmud Ağa, şehzâdeye çelme takarak onu yere düşürdü ve hemen kemendi boynuna geçirdi. Birkaç dakika sonra şehzâdenin cesedi çadırın dışına çıkarılarak bir İran halısının üzerinde teşhir edildi.

Rüstem Paşa azledildi


Olup bitenler Şehzâde Cihangir’i derinden yaraladı. Şehzâde Cihangir, kısa bir süre sonra vefat etti. Şehzâde Mustafa’nın ölümü ordu arasında derin bir üzüntü ve hoşnutsuzluk meydana getirdi. Rüstem Paşa azledilip, Şehzâde Mustafa’ya yakınlığı ile bilinen Kara Ahmed Paşa veziriazamlığa getirildi. Şehzâdenin cenazesi Bursa’ya gönderilerek defnedildi. Hürrem Sultan’ın kışkırtmasıyla, babasının intikamını alır gerekçesiyle Şehzâde Mustafa’nın 7-8 yaşlarındaki oğlu Şehzâde Mehmed de öldürüldü.

Düzmece Mustafa

Şehzâde Mustafa öldü ama arkasından en az 5 kişi ben Şehzâde Mustafa’yım diye isyan çıkardı. Şehzâdenin katlinden kısa bir süre sonra Dobruca’da ortaya çıkan bir kişi Şehzâde Mustafa olduğunu iddia etti. Şehzâdeye benzerliği ve cesareti ile etrafına Rumeli eyaletlerinden binlerce sipahiyi topladı. Düzme Mustafa bir müddet devlet güçlerini uğraştırdıktan sonra yakalanıp, İstanbul’da çengele geçirilerek öldürüldü.

Arka arkaya isyanlar


Düz­me­ce Mus­ta­fa is­yan­la­rı dur­ma­dı. 1557’de Ana­do­lu­’da Sa­fe­vi­le­r’­in de des­tek­le­di­ği bir is­yan çık­tı. Sul­tan Sü­ley­ma­n’­ın taht ko­nu­sun­da­ki en­di­şe­le­ri­ni sa­de­ce 1566 yı­lı­na ka­dar ye­ni­den or­ta­ya çı­kan Düz­me­ce Mus­ta­fa­lar can­lı tut­tu. 1564’te fark­lı böl­ge­ler­de iki Düz­me­ce Mus­ta­fa
or­ta­ya çık­tı. Bir Düz­me­ce Mus­ta­fa ise 1565 Ha­zi­ra­nı­’n­da idam edil­di.

Hürrem Sultan’a suçlama

Şehzâde Mustafa ile ilgili birçok mersiye yazıldı. Kadın şair Nisâyî yazdığı mersiyede Hürrem Sultan’ı açıkça suçlamıştır:

Bir Urus câdısınun sözin kulağuna koyup
Mekr ü âle aldanuban ol acûzeye uyub
Bâğ-ı ömrün hâsılı ol serv-i âzâda kıyup
Bi-terahhum şâh-ı alem n’itdi Sultan Mustafâ
Şâh-ı âlemsin veli halk tutdı senden nefreti
Kimsenün kalmadı hergiz sana meyl-i şefkati
Bâis olan müftiye irmesün Hak rahmeti
Merhametsüz şâh-ı âlem n’itdi Sultan Mustafâ

   
Nisâyi

Unutulmayan MERSiYE

Şehzâde Mustafa adına birçok mersiye yazıldı. Bunların en meşhuru Taşlıcalı Yahya’nınkidir:

Meded, meded bu cihânın yıkıldı bir yanı
Ecel celâlîleri aldı Mustafa Hân’ı.
Dolundu mihr-i cemâli, bozuldu erkânı,
Vebâle koydular âl ile Âl-i Osmân’ı.
.............
Enîsi gâib erenler, celîsi ehl-i sefâ,
Ziyâde ide yaşım gibi rahmetin mevlâ.
İlâhi! Cennet-i firdevs ana durağ olsun,
Nizâm-ı âlem olan Pâdişah sağ olsun!

Şehzade Cihangir Nasıl Öldü


Şehzade Cihangir nasıl öldü ve Şehzade Cihangir ne zaman öldü gibi soruların cevabı bu yazımızda! Son dönemde en çok konuşulan konu Kanuni Sultan Süleyman'ın oğlu Şehzade Mustafa'yı otağında idam ettirmesi oldu. Hatta bir vatandaş bu olay sonrasında Kanuni Sultan Süleyman'a dava açmıştı. Birçok kişi dizide çarpıtmalar olduğunu tartışsa da Muhteşem Yüzyıl dizisinin Osmanlı Tarihini halka sunması ve halkın bu olaylardan haberdar olmasını sağlaması açık bir gerçek. Şehzade Mustafa'nın ölümünden sonra şimdi birçok kişi Şehzade Cihangir nasıl öldü sorusunun cevabını merak ediyor.. Sizlere bu yazımızda Şehzade Cihangir'in nasıl öldüğü konusunda bilgileri aktaracağız..


Bildiğiniz üzre Kanuni Sultan Süleyman birçok oğlunu öldürtmüştür. Bunlardan en çok sansasyon yaratanı şüphesiz Şehzade Mustafa oldu. Şehzade Mustafa'nın ölümü en çok Şehzade Cihangir'i etkiledi. Doğuştan fiziksel rahatsızlıkları bulunan Cihangir abisinin ölümünden sonra kendine gelememiştir. Şehzade Mustafa'nın ölümü onu o kadar çok etkilemiştir ki yemekten kesilmiş ve derin bir melankoli durumuna girmiştir. Abisinin idamının ardından derin bir travmaya giren Şehzade Cihangir, babası Kanuni Sultan Süleyman ile Halep'e vardıklarında 28 Ağustos 1553 yılında melankoliden vefat etmiştir.

Şehzade Cihangir'i çok seven babası ölümünün ardından İstanbul, Beyoğlu'ndaki Cihangir Mahallesinin adına oğlunun adını vermiştir. Bu bölgesi onun adına kurdurup bulunduğu yere cami, tekke ve türbe yaptırmıştır. Şehzade Cihangir'in mezarı İstanbul'daki Şehzadebaşı Camisinde ağabeyi Şehzade Mehmet'in hemen yanında bulunmaktadır.

Su Kirliliği Nedir, Nedenleri, Önlemleri ve Sonuçları Nelerdir?


Dünyada bulunan sular, güneş enerjisiyle daimi bir döngü içinde bulunmaktadır. İnsanoğlu, kendilerine lazım olan suyu bu döngüden alır ve gerekli şekilde kullandıktan sonra tekrardan bu döngüye iade etmektedirler. Bu döngü esnasında suya bir takım maddeler karışır. Böylelikle suyun; ekolojik, kimyevi, bakteriyolojik, fiziksel, radyoaktif ve biyolojik özelliklerini negatif istikamette değiştirir. İşte bu duruma “su kirliliği” adı verilmektedir.


Su kirliliği oluşmasıyla beraber, sularda yaşayan çeşitli canlı varlıkları bu durumdan kötü yönde etkilenmektedir. Tabi ki sadece su da yaşayan canlılar değil, suya bağlı eko sistemleri de etkilenir. Böylelikle ekolojik denge bozulur ve tabiattaki tüm sular kendi kendini temizleme kapasitesi azalır. Hatta su kaynaklarının yok olması bile olur.

Su Kirliliğinin Sebepleri Nelerdir?

Su, hava ve toprağın kirlenmesiyle çevre kirliliği meydana gelir. Bu kirlenmeler arasında en kolay ve tez olan kirlenme tabi ki de su kirlenmesidir. Zira her kirlenen şey genel olarak su ile yıkanıp temizlenmektedir. Bu durumda gösteriyor ki kirliliğin son durağının su olması manasını taşımaktadır. Öyle ki, toprak ve hava kirlendiğinde, kendi kendilerini yenilerken kirlerini suya vermektedir.
Su kirliliği genel olarak;
1- Nüfus artışına bağlı olarak kirlenme,
2- Şehirleşmenin artmasına bağlı olarak kirlenme,
3- Endüstrileşmenin hızla çoğalmasına bağlı olarak kirlenme,
4- Kimyevi gübreler ve zirai mücadele ilaçlarının kullanılması sonucu kirlenme,
Şeklinde 4 temel başlık altında toplanabilir.
Su Kirliliği
Bu kirlenme sebepleri arasında yer alan endüstrileşmenin çoğalması ve şehirleşmenin artması ehemmiyeti kuşkusuz ki en önde gelmektedir.
Sanayi kuruluşlarının atıkları arıtılmadan, akarsulara gönderilmesi veya toprağa gömülmesi neticesinde yağan yağmur ile beraber kirlilik yeraltı sularına karışır. Bu tarz bir kirlenmeye sebep olanların başında; çelik, araba ve kağıt fabrikaları ile enerji santralleri gibi büyük sanayi kuruluşları gelmektedirler. Bilhassa büyük şehirlerimizde bulunan endüstri fabrikalarının katı ve sıvı atıkları su kirliliğine yol açtıkları biliniyor.
Bununla beraber gelişen endüstrileşme şehirlere göç olayını daha da hızlandırmıştır. Bunun neticesinde da hızlı ve gayri muntazam şehirleşme (çarpık kentleşme) ortaya çıkmıştır. Nüfus artışı ve buna bağlı olarak şehirleşme beraberinde atıkların artmasına neden olmuştur. Ayrıca zirai mücadele ilaçlarının ve kimyevi gübrelerin şuursuzca ve kontrolsüz kullanılması yaygınlaşmış ve su kirliliği de buna bağlı artmıştır.
Şehirleşmeyle beraber hanesel atıklarda çoğalmıştır. Bu atıklardan; biyolojik olarak parçalanmayan deterjanların kalıntıları natürel su kaynaklarını kirletilmektedir. Göl ve deniz kenarı gibi ortamlara yakın olarak kurulan büyük şehirlerde hanesel atıkların göz önüne alınırsa, kirlenmenin ne kadar ehemmiyetli olduğu görülür.
Su kirliliğine neden olan diğer faktörlerin başında; radyoaktif atıklar, tarım ilaçları, nükleer ve petrol atıkları, kimyevi kirleticiler, lağım suları yer almaktadır. Bu atıkların tamamı hiçbir surette arıtılmadan su ortamlarına boşaltılmamalı. Aksi takdirde bu atıklardan dolayı kirlenen topraklar, zamanla sulara taşındır karışırlar.
Tarımsal alanlarda imalatı artırmak emeliyle kullanılmakta olan kimyasal gübreler, haşerelerle savaşmakta kullanılan kimi kimyasal zehirler, zamanla yağmur suları ile beraber toprak altına geçer ve yeraltı sularının kirlenmesine kapı aralayabilmektedirler.

Su Kirliliğine Karşı Alınması Gereken Önlemler

Dünyamızın doğal dengesi ve canlı hayatı için gerekliliği kesin olan su; çok çeşitli nedenlerden dolayı kirletilmesi neticesi, gerek çevreye gerekse canlı ve insan hayatına verdiği zararlar oldukça ehemmiyetlidir. Bundan dolayıdır ki; hayatımızı ehemmiyetli oranda etkileyen su kirliliğini önleyebilmek için bir takım yapılması ve alınması şart olan tedbirler vardır.
- Evvela su kirliliğinin ehemmiyetli bir nedeni olan tarımda kullanılan ilaçlar ve yapay gübreler tarım alanlarında gelişi güzel değil de, yetkili kuruluşların teklifine göre kullanılmalıdır.
- Endüstri kuruluşlarının atıkları hiçbir surette arıtılma yapılmadan akarsulara ve benzeri diğer su kaynaklarına akıtılmamalıdır.
- Kullanma ve içme suyu olarak istifade edilen su kaynakları; dışarıdan insan veyahut hayvanların girmesini engellenmelidir. Bu suların bulunduğu yerler iyice çevrelenmeli ve civarında kirlenmeye kapı aralayabilecek faaliyetler olmamalıdır.
- Ozon, klor gibi dezenfekte edici maddelerle içme suyu ağ sistemi ile dağıtıldığı vaziyetler mikroplarından kesinlikle arındırılmalıdır.
- Hayvan barınakları, endüstri kuruluşları ve çiftlikler; kaynak sularının bulunduğu bölgelerde olmamalıdır.

Eş Sesli (Sesteş) Kelimeler Konu Anlatımı ve Örnek Cümleler

Öncelikle konumuza “eş sesli” diğer bir adıyla “sesteş” nedir, onu anlatarak başlayalım. Eşsesli demek söylenişleri yani telaffuzları aynı olan fakat anlamları birbirinden çok farklı olan kelimeler başka bir deyişle sözcüklerdir.
Bazı eş sesli kelimelerin iki anlamı olurken, bazılarının ise ikiden çok anlamı olabilir. Örneğin; Aç, yaş, yüz vs..

Eş sesli (sesteş) Kelimeler Listesi;

Aç, al, altı, arı, at, asma, ay, bağ, baş, bel, ben, bez, bin, boz, çal, çay, çöz, dal, dil, diz, dolu, düş, el, ekmek, gül, güç, iç, it, kan, kara, kat, kaz, kır, kız, koy, ocak, sağ, saç, sal, saz, sür, uç, var, yağ, yan, yar, yaş, yat, yaz, yedi, yol, yüz..

Eş sesli (sesteş) Kelimeler ile ilgili örnek cümleler;

Karnım şu an da çok aç, birşeyler olsada yesek. (Aç- Acıkma)
Aç bakalım şu televizyonu da ne var ne yok bakalım. (Aç – Açmak anlamında)
Ben diyorum ki; bugün hiç oraya gitmeyelim. (Ben- Tekil 1. şahıs)
Sen kolumdaki büyük beni gördün mü? (Ben- Tende bulunan leke)
Hele bir çay koyda sıcak sıcak içelim. (Çay- Bir içeçek türü)
Karşıya geçmek için şu çayın etrafını dolanman gerekiyor. (Çay- Dereden büyük, ırmaktan küçük akarsu)
Sana verdiğim kitapları şu raflara güzelce diz. (Diz- Dizmek anlamında)
Off çok kötü düştüm dizim kanıyor. (Diz- Vücudumuzun bir bölümü)
Gül bakalım ama unutma son gülen iyi gülermiş. (Gül- Gülmek anlamında)
Kırmızı bir demet gül aldım, anneme vereceğim. (Gül- Bir tür çiçek)
Sen onun her dediğine kanıyorsun. (Kan- Kanmak anlamında)
Hasta çok kan kaybediyor, birşeyler yapmamız lazım. (Kan- Hayati sıvı)
Bu yaz kır düğünü yapacağım. (Kır- Yerleşim yeri dışında kalan dağ bayır, boş ve geniş arazi)
Annem bulaşık yıkarken kazara bir bardak kırdı. (Kır- Kırmak anlamında)
Kışın Ocak ayı baya soğuk geçer buradalarda. (Ocak- Yılın 31 gün süren 1. ayı)
Ocakta çay vardı, bak bakalım kaynamış mı. (Ocak- Ateş yakılan yer)
Ehliyet için yaş sınırı 18′dir. (Yaş- Doğumdan bu yana geçen yıl, süre)
Yerler hep yaş olmuş, bez getirde silelim. (Yaş – Nemli, ıslak anlamında)
Sende hiç yüz yok mu, hala geliyorsun yanıma. (Yüz- Utanma anlamında)
Yüzüme bakma öyle utanıyorum. (Yüz- Sima, çehre, surat)

İngilizce Aylar - Burçlar - Günler - Mevsimler Okunuşu ve Yazılışı


İngilizce Aylar,Burçlar,Günler ve Mevsimlerin yer aldığı makale,ayrıca kelimelerin söylenişleri videolu şekilde sizlerle.

AYLAR (Months)
January - Ocak 
Feburary - Şubat 
March - Mart 
April - Nisan 
May - Mayıs 
June - Haziran 
July - Temmuz 
August - Ağustos 
September - Eylül 
October - Ekim 
November - Kasım
December - Aralık 

İngilizce Ayların okunuş telaffuzları videosu. 


GÜNLER (Days)
Monday - Pazartesi 
Tuesday - Salı 
Wednesday - Çarşamba 
Thursday - Perşembe 
Friday - Cuma 
Saturday - Cumartesi 
 Sunday - Pazar
  
İngilizce Günler okunuş videosu.

MEVSİMLER (Seasons)
Spring - İlkbahar 
Summer - Yaz 
Fall - Sonbahar 
Winter - Kış


İngilizce Mevsimlerin okunuş videosu.
BURÇLAR (Horoscope)
Aries -  Koç
Taurus - Boğa
Gemini - İkizler
Cancer -  Yengeç
Aquarius - Kova
Leo - Aslan
Virgo - Başak
Libra -  Terazi
Scorpio -  Akrep
Sagittarius - Yay
Capricorn -  Oğlak
Pisces -  Balık

KPSS Tarih - Fahri Özteke Etüt Ders Notları

KPSS Tarih - Fahri Özteke Etüt Ders Notları

Eski Türklerde hanedan üyesi: ŞAD, Türk İslam Tarihinde ŞIHNE VE MELİK, Osmanlıda SANCAK BEYİDİR
İslam öncesi Türk devletlerindeki kültür merkezleri: ANAV, ANDROVA,AFENEYOVA, KARASUK, KELTEMİNAR (HEPSİ ASYA HUNLARINDAN ÖNCE KURULMUŞTUR)


KURULTAY ÜYELERİ:
1-hakan ve soyu
2-boy bayleri
3-hatun(katun)
4-buyruk
5-aygucu(başbakan)
6-tudun(vergi memuru)
7-tamgacı(dış işlerine baklan kişi)
8-apa(sivil görevli)
9-tarkan(ordu komutanı)

TAMGACININ OSMANLIDAKİ KARŞILIĞI REİSÜL KÜTTAP'TIR.

PAZIRIK ÜNLÜ BİR KURGANDIR..BU KURGANDA DÜNYANIN EN ESKİ HALISI BULUNMUŞTUR VE ASYA HUNLARINA AİTTİR

KAM,ŞAMAN,BAKSİ DİN GÖREVLİSİDİR. KURULTAYDA YER ALMAZLAR

ONGUN ESKİ TÜRKLERDE KUTSAL SAYILAN CANLIYA VERİLEN ADDIR.. KOPUZ ( ÇALGI)

SUNUSİ TRABLUSGARPTA ETKİLİ OLAN BİR TARİKATTIR..MUSTAFA KEMEL ATATÜRK'E YARDIMLARI OLMUŞTUR

MARİSTAN TOLUNOĞULLARININDAKİ HASTANEDİR

1909 ROCCOGNİ ANT ( İTALYA-RUSYA) VE 1908 REVAL ANT (İNGİLTERE-RUSYA) OSMANLININ ALEYHİNEDİR.

BALKAN SAVAŞINDA KAYBETTİĞİMİZ YERLER : BATI TRAKYA,MAKEDONYA, YANYA, SELANİK, ARNAVUTLUK, GİRİT VE BAZI EGE ADALARIDIR ayrıca gümülcine batı trakya tarafındadır

Trablusgarp savaşından sonra ADALAR MESELESİ, balkan savaşlarından sonra BATI TRAKYA TÜRKLERİ MESELESİ, paris anlaşmasından sonra KITA SAHANLIĞI MESELESİ ortaya çıkmıştır.


TANZİMAT DÖNEMİ ABDÜLMECİD VE ABDÜLAZİZ ZAMANINDA YAŞANMIŞTIR.
DARÜLMUALLİMAT ( KIZ ÖĞRETMEN OKULU) ABDÜLMECİD DÖNEMİNDE AÇILMIŞTIR.
GALATASARAY LİSESİ ABDÜLAZİZ ZAMANINDA AÇILMIŞTIR.


I.MEŞRUTİYET 1876-1908 ==> ABDÜLHAMİT ZAMANINDA
II.MEŞRUTİYET1908-1918==> II.ABDÜLHAMİT (5.MEHMET REŞAT) ZAMANINDA YAŞANMIŞTIR.


BAB-I ALİ BASKINI 1913 TE İSTANBULDA I.BALKAN SAVAŞI SIRASINDA OLMUŞTUR. BUNUN SONUCUNDA İTTİHATÇILAR YÖNETİMİ ELE GEÇİRİR.

İTTİHATÇILARIN İŞ BAŞINA GELMESİ 1913 BAB-I ALİ BASKINIYLA OLUR. BULGARİSTANIN 1918 TE SAVAŞTAN ÇEKİLMESİYLE İTTİHATÇILAR YÖNETİMDEN DÜŞER.
TÜRKÇEDEKİ "Kİ" KULLANIMLARI

TÜRKÇEDEKİ "Kİ" KULLANIMLARI


Türkçede üç çeşit "ki" vardır:
1. Bağlaç olan "ki": Her zaman ayrı yazılır.
2. Önad yapan "-ki": Bitişik yazılır.
3. Adıl (ilgi adılı) yapan "-ki": Bitişik yazılır.


Dilimizdeki bu üç farklı "-ki"yi birbiriyle karıştırmamak için şu kolay yöntemleri uygulayabiliriz:

* Tümce içerisinde "ki"den sonra "-ler" çokluk ekini getirebiliyorsak o "ki", adıl yapan "-ki" ekidir. Ayrıca adıl olan "-ki" ekinin bir adın yerini tuttuğunu ve genellikle adılların üzerine geldiğini de unutmamak gerekir.
Örnekler:
Arabam bozuldu , seninki(ler)ni kullanabilir miyim?
Onunki(ler) seninki(n/ler)den daha iyi olmuş.

* Önad yapan "-ki" de önad tamlaması kurar. Önad yapan "-ki" her zaman bitişik yazılır. Önündeki ada "hangi" sorusunu yönelterek bulur ve diğer "ki"lerden ayırt ederiz.
Örnekler:
Sokaktaki çocuklara sahip çıkmamız gerekiyor. (Hangi çocuklar?)
Sınıftaki öğrenciler dışarı çıksın. (Hangi öğrenciler?)

* Bağlaç olan "ki" ise her zaman ayrı yazılır. Türkçedeki "-ki" ekleriyle karıştırmamak için tümceden çıkartırız, tümcenin yapısında ciddi bir bozukluk olmuyorsa o "ki" bağlaç olan "ki"dir. Ayrıca bağlaç olan ki'nin daha vurgulu söylendiğini de göz önünde bulundurmak gerekir.
Örnekler:
Duydum ki unutmuşsun gözlerimin rengini. (Duydum, unutmuşsun gözlerimin rengini)
Sen ki dünyalara değersin. (Sen dünyalara değersin.)
Şimdi anlıyorum ki o yaptıklarım bir hataydı. (Şimdi anlıyorum, o yaptıklarım bir hataydı)

EK BİLGİ:
"Mademki, halbuki, oysaki, çünkü, sanki" sözcüklerindeki "ki"ler bağlaç olmasına karşın kalıplaştığı için bitişik yazılır.
UYARI:Sitemiz kişileri bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır, sağlık hizmeti vermemektedir. sitedeki bilgi hataları, eksiklikleri, ve gecikmelerinden doğabilecek maddi ve/veya manevi risk ve zararlardan sitemiz sorumlu değildir.Bu programların içeriği ve kullanımı ile ilgili tüm riskler, oluşabilecek maddi manevi tüm zararlar kullanıcının sorumluluğundadır. Ayrıca hat ve/veya sistem arızaları sebebi ile meydana gelebilecek hata, kesinti, bilgi naklinde gecikme ve bilgisayar/telefon virüsüne bağlı problemlerden ve sair sebeplerden kaynaklanabilecek doğrudan veya dolaylı maddi ve manevi zarar ve masraflardan, önceden haber verilmiş olunsa bile, sitemiz sorumlu tutulamaz. Yayınlamış olduğumuz paylaşımların tamamı sitemiz dışındaki kaynaklardan alınarak sizlerle buluşturulmuştur , bu nedenle sitemizde hiçbir paylaşım kaynağı yoktur. Sitemizden yayınlanan video ve benzeri paylaşımlar tamamen sosyal video paylaşım , (halka açık) sitelerden alınmıştır , paylaşımlardan doğabilecek sorunlar, kesinlikle SİTEMİZE ait değildir (sitemizi bağlamaz).
ariyordum free backlinkSeo Memurvadisi Backlink Austausch ECBannerFree Automatic Backlinks Free Automatic Backlinks Free Automatic BacklinksFree Automatic Backlinks Free Automatic BacklinksFree Automatic Backlinksfreebanner4u
Memursite*Turbo Ping*Sigorta Kasko*Haber Suyu*Haberin Suyu*Yeni Sözlük*Canlı TV İzle 1453 *Online Html Kod Deneme*Milli Piyango Çekiliş Sonuçları*Yemek Tarifleri*Göz TV*Survivor All Star*Survivor 2015 All Star*Banka Adresleri*AS Gif