AK Parti'nin 657 olarak bilinen Devlet Memurları Yasası'nı değiştireceği belirtildi.
Mahkemesi’nden dönen AKP, bu kez yasayı sil baştan değiştirmeyi planlıyor. Değişiklikler gerçekleşirse “işçi-memur” ayrımı ile birlikte memurun iş güvencesi de ortadan kalkacak. Memurların görevden alınması, görev yerlerinin değiştirilmesi kolaylaşacak. Görevden alınan memur açtığı davayı kazansa bile yeniden eski görevine dönemeyecek. İşçi, memur ayrımını
kaldırmak isteyen AKP, emekçileri “çalışanlar” adı altında tek bir kadroda toplamak istiyor. Bu hedef daha önce birçok kez Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından da dile getirildi. Ancak sendikaların büyük bir bölümü bu değişikliğe karşı çıkıyor. Ayrıca memur tanımı anayasada da yer aldığı için Anayasa Değişikliği gerektiriyor. Bu nedenle şimdiye kadar bu yönde bir düzenleme yapılamadı.
http://www.memurvadisi.com/
Ancak AKP memurlarla ilgili Anayasa Değişikliği gerektirmeyen yasal düzenlemeleri Meclis’ten geçirdi. 2014 yılında torba yasa ile daire başkanı, genel müdür gibi üst düzey görevlerde bulunan memurlar ile kolluk güçleri olan polis ve jandarmanın haklarında verilen görevden alma, yer değiştirme, unvan değişikliği kararlarına karşı dava açsalar bile eski görevlerine dönmelerini engelleyen değişiklik yapıldı.
Değişiklik, görevden alınan memurun açtığı davayı kazansa bile yeniden eski görevine değil başka bir kadroya atanmasını öngörüyordu. Ayrıca mahkeme kararı da 1 ay içerisinde değil 2 yıl içerisinde uygulanacaktı. Mahkeme kararını uygulamayan yöneticiler hakkında ise hiçbir cezai işlem ya da soruşturma yapılmayacaktı.
İŞARETİ ERDOĞAN VERDİ
CHP’nin başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi bu değişiklikleri anayasaya aykırı bularak iptal etti. Ancak AKP, Devlet Memurları Yasası’nı değiştirmekten vazgeçmedi. Seçimin ardından ilk iş olarak da bu yasa değiştirilecek. Bunun ilk işaretini de seçimden iki gün önce Cumhurbaşkanı, bir gün önce de Başbakan verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “paralel yapının” devletin içerisine sızmış bir virüs gibi olduğunu belirterek, “İstihbaratta da var, emniyet istihbarat, milli istihbarat, öbür tarafta emniyet teşkilatı, öbür tarafta silahlı kuvvetlerimiz, bütün bu yerlerin hepsinde bunlar var. Buralardan çok ciddi iletişim sağlamaya devam ediyorlar. Bakanlıkların içerisinde, hemen hemen hepsinde var. Bunları A’dan Z’ye temizlemek mümkün değil. Her şeyden önce bir defa 657 değiştirilmediği sürece bu iş çözülmez. 657, yani Memurun Muhakemat Kanunu değiştiği andan itibaren burada farklı bir sistem oturtulabilir” dedi.
BAŞBAKAN: DEĞİŞTİRECEĞİZ
Başbakan Ahmet Davutoğlu da yine seçimden bir gün önce 657 sayılı yasanın yeniden ele alınması gereken bir yasa olduğunu söyledi. İnsanların işe girdiği andan itibaren emekliliğine kadar hem devletin teminatı altında olmayı hem de çalışmasa bile maaşını almak istediğini ifade eden Davutoğlu, ama bir işadamının çalışmadığını düşündüğü elemanının yerine başka biriyle çalışabildiğini belirtti.
Belli bir memurun ya da bürokrasinin belli birtakım hukuki teminatları altında olabileceğini ancak bu durumun performansları etkilememesi gerektiğine işaret eden Davutoğlu, “Devlet de şunu diyebilmek durumunda, ‘Sen çalışmıyorsun ya da yanlış çalışıyorsun.’ Bir kişi ne suç işlerse işlesin ki öyle bir noktadaki, mesela 2 Kasım’da biz yeni hükümeti inşallah kurduğumuzda, ben şunu desem, ‘Başbakan olarak bir yıla aşkın gözlüyorum hepinizi, hesabı da ben veriyorum, siz vermiyorsunuz, yanlış iş olduğunda.
DANIŞTAY’DAN GERİ GELİYOR
O zaman ben şu bürokratları çok başarılı görüyorum, işlerine devam etsinler, şu bürokratları da başarısız görüyorum hani, bir müddet dinlenmeye alalım ya da farklı yerlerde görevlendirelim’ desem bütün o bürokratlar giderler Danıştay’a. Bu paralel yapının etkin olduğu dönemlerde herhangi bir memura görev değişikliği yapsanız Danıştay’dan anında karar aldırıp, geri geliyor.”
“Bizim daha etkin daha ehil bir liyakate dayalı bir değerlendirme performans sistemini düşünmemiz lazım. 657’yi bu perspektiften de değerlendirebiliriz” diyen Davutoğlu, memurların en etkin şekilde değerlendirilmesini, onların bu süreçlerde kendi kabiliyetlerini, becerilerini ortaya koyacak şekilde esnek çalışmalarını tesis etmek gerektiğini söyledi. Davutoğlu’nun dile getirdiği “esnek çalışma” modeli de iş güvencesini ortadan kaldırdığı için sendikalar tarafından eleştiriliyor.
kaldırmak isteyen AKP, emekçileri “çalışanlar” adı altında tek bir kadroda toplamak istiyor. Bu hedef daha önce birçok kez Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından da dile getirildi. Ancak sendikaların büyük bir bölümü bu değişikliğe karşı çıkıyor. Ayrıca memur tanımı anayasada da yer aldığı için Anayasa Değişikliği gerektiriyor. Bu nedenle şimdiye kadar bu yönde bir düzenleme yapılamadı.
http://www.memurvadisi.com/
Ancak AKP memurlarla ilgili Anayasa Değişikliği gerektirmeyen yasal düzenlemeleri Meclis’ten geçirdi. 2014 yılında torba yasa ile daire başkanı, genel müdür gibi üst düzey görevlerde bulunan memurlar ile kolluk güçleri olan polis ve jandarmanın haklarında verilen görevden alma, yer değiştirme, unvan değişikliği kararlarına karşı dava açsalar bile eski görevlerine dönmelerini engelleyen değişiklik yapıldı.
Değişiklik, görevden alınan memurun açtığı davayı kazansa bile yeniden eski görevine değil başka bir kadroya atanmasını öngörüyordu. Ayrıca mahkeme kararı da 1 ay içerisinde değil 2 yıl içerisinde uygulanacaktı. Mahkeme kararını uygulamayan yöneticiler hakkında ise hiçbir cezai işlem ya da soruşturma yapılmayacaktı.
İŞARETİ ERDOĞAN VERDİ
CHP’nin başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi bu değişiklikleri anayasaya aykırı bularak iptal etti. Ancak AKP, Devlet Memurları Yasası’nı değiştirmekten vazgeçmedi. Seçimin ardından ilk iş olarak da bu yasa değiştirilecek. Bunun ilk işaretini de seçimden iki gün önce Cumhurbaşkanı, bir gün önce de Başbakan verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “paralel yapının” devletin içerisine sızmış bir virüs gibi olduğunu belirterek, “İstihbaratta da var, emniyet istihbarat, milli istihbarat, öbür tarafta emniyet teşkilatı, öbür tarafta silahlı kuvvetlerimiz, bütün bu yerlerin hepsinde bunlar var. Buralardan çok ciddi iletişim sağlamaya devam ediyorlar. Bakanlıkların içerisinde, hemen hemen hepsinde var. Bunları A’dan Z’ye temizlemek mümkün değil. Her şeyden önce bir defa 657 değiştirilmediği sürece bu iş çözülmez. 657, yani Memurun Muhakemat Kanunu değiştiği andan itibaren burada farklı bir sistem oturtulabilir” dedi.
BAŞBAKAN: DEĞİŞTİRECEĞİZ
Başbakan Ahmet Davutoğlu da yine seçimden bir gün önce 657 sayılı yasanın yeniden ele alınması gereken bir yasa olduğunu söyledi. İnsanların işe girdiği andan itibaren emekliliğine kadar hem devletin teminatı altında olmayı hem de çalışmasa bile maaşını almak istediğini ifade eden Davutoğlu, ama bir işadamının çalışmadığını düşündüğü elemanının yerine başka biriyle çalışabildiğini belirtti.
Belli bir memurun ya da bürokrasinin belli birtakım hukuki teminatları altında olabileceğini ancak bu durumun performansları etkilememesi gerektiğine işaret eden Davutoğlu, “Devlet de şunu diyebilmek durumunda, ‘Sen çalışmıyorsun ya da yanlış çalışıyorsun.’ Bir kişi ne suç işlerse işlesin ki öyle bir noktadaki, mesela 2 Kasım’da biz yeni hükümeti inşallah kurduğumuzda, ben şunu desem, ‘Başbakan olarak bir yıla aşkın gözlüyorum hepinizi, hesabı da ben veriyorum, siz vermiyorsunuz, yanlış iş olduğunda.
DANIŞTAY’DAN GERİ GELİYOR
O zaman ben şu bürokratları çok başarılı görüyorum, işlerine devam etsinler, şu bürokratları da başarısız görüyorum hani, bir müddet dinlenmeye alalım ya da farklı yerlerde görevlendirelim’ desem bütün o bürokratlar giderler Danıştay’a. Bu paralel yapının etkin olduğu dönemlerde herhangi bir memura görev değişikliği yapsanız Danıştay’dan anında karar aldırıp, geri geliyor.”
“Bizim daha etkin daha ehil bir liyakate dayalı bir değerlendirme performans sistemini düşünmemiz lazım. 657’yi bu perspektiften de değerlendirebiliriz” diyen Davutoğlu, memurların en etkin şekilde değerlendirilmesini, onların bu süreçlerde kendi kabiliyetlerini, becerilerini ortaya koyacak şekilde esnek çalışmalarını tesis etmek gerektiğini söyledi. Davutoğlu’nun dile getirdiği “esnek çalışma” modeli de iş güvencesini ortadan kaldırdığı için sendikalar tarafından eleştiriliyor.
Kamuda 657 devrimi
Hükümet çalışma yaşamına yönelik dört yıllık bir eylem planı hazırlıyor. Radikal önlem paketi devlette çalışan işçi ve memurların çalışma hayatını kökten değiştirecek. Devlet Personel Başkanlığı, Maliye Bakanlığı ve diğer kamu kurumu temsilcilerinden oluşturulan komisyonun üzerinde çalıştığı düzenlemelerle 657 Sayılı Devlet Memurları Yasası'nda da değişikliğe gidilecek. İşte kamuda çağ atlatacak düzenlemeler şöyle:
HARF KARMAŞASINA SON VERİLECEK: Çalışanlar arasında "4a, 4b, 4c" şeklindeki harf karmaşası bitecek. Aynı işi yaptığı halde farklı maddi, sosyal haklara sebep olan bu uygulama kalkacak.
ÜCRETLERE İNCE AYAR GELİYOR: Kamuda yaklaşık 50 çeşit ödeme yapılıyor. Bu sayının 10'a düşürülmesi öngörülüyor. Bu da, temel ücret, hizmet farkı, performans, ek ödenek, ders ücreti ve vekalet ücreti şeklinde belli başlıklar halinde olacak.
ÖĞRETMENLERE YAZ PROGRAMI: Öğretmenlerde performans artırılması ön planda olacak. Kamuda uzman kadrosunda çalışan personelin özlük hakları iyileştirilecek, yurtdışı eğitimler artırılacak.
İŞÇİ-MEMUR AYRIMI BİTECEK: Kamuda memur-işçi ayrımı bitecek. Ücret farklılıklarının ortadan kaldırılmasına özen gösterilecek.
TEK ÇATI SİSTEMİ: Personel rejimi de sosyal güvenlikte olduğu gibi tek çatı altında toplanacak. Kamu çalışanlarının hak ve sorumlulukları 657 Sayılı yasa, TSK Personel Kanunu, Hâkim Savcılar Kanunu, YÖK Personel Kanunu, KİT Personel Kanunu ile düzenleniyor. Hepsinin tek yasada toplanması öngörülüyor.
İŞ GARANTİSİ BİTİYOR: Özel sektörde olduğu gibi işini yapmayanın meslek hayatı bitecek. İş garantisi olmayacak.
İŞ TANIMI YAPILACAK: İş tanımı yeniden yapılacak. Başarı ve başarısızlık da karşılık bulacak. AB ülkelerinde olduğu gibi serbest çalışma mekanizmasına ters düşen bütün maddeler ayıklanacak.
KIDEMLİ PERSONELLE KALKINMA: Kıdemli personelin az gelişmiş bölgelerde görev yapması sağlanacak. Bunun için personel teşvik edilecek.
HERKES KAMU ÇALIŞANI OLACAK: Kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan sözleşmeli memur, işçi statüsündeki çalışanların hepsi 'kamu çalışanı' adı altında toplanacak.
ÜCRET VE TERFİ: Performans özlük haklarının belirlenmesi ve terfide daha etkili olacak. Daha çok çalışan, daha fazla katkı sağlayan memura yüksek ücret verilecek. Performans notu zam ve ücrette belirleyici olacak
Haberin Kategorisi Memur Haberleri /
Memur Mevzuatları
konu Başlığı Memurun İş Güvencesi Kalkıyor mu? Kamuda 657 devrimi. Bu haberi paylaşacağınız URL http://haber-suyu.blogspot.com/2015/11/memurun-is-guvencesi-kalkyor-mu-kamuda.html. Teşekkür ederiz
Ditulis oleh:
MemurSite.Com -
Özel sektörde bir kişinin yaptığı işi, kamuda üç-dört kişi yapıyor. Üstelik de, verim daha düşük!
YanıtlaSilBu bir gerçektir.
Kamuda 30 sene yönetici olarak çalıştım,. SMMM olarak da özel büromda 20 sene görev yaptım!. Şirketlere akıl sattım.. Şirketleri, fabrikaları tanıdım. Özel sektör olmasa, bu devlet batar!
Avrupa, Amerika'da veya diğer ülkelerde durum nasıldır bilemem ama beden gücüyle çalışılan işleri hariç tutarsak Türkiye'de çalışma şartları en ağır sektörün bankacılık olduğunu düşünüyorum. Muhakkak bankalara işiniz düşüyordur, öğle arası veya akşam mesai sonu gelene kadar gişe personelinin bir yere kıpırdaması mümkün müdür sizce? Sırada bir dünya müşteri..Bir iki yudum su içeyim dersin, lavaboya gideyim dersin hemen mırın kırın etmeye başlarlar, hemen arkandan sayarlar söverler "ne kadar yavaş çalışıyorsunuz, bir daha gelmem buraya" falan da filan..Bu durum kredi tahsis bölümünde veya operasyon bölümünde çalışanlar için de aynıdır, PTT'de çalışanlar için de aynıdır, vergi dairesinde çalışanlar için de aynıdır, SGK'da çalışanlar için de aynıdır, icrada çalışanlar için de aynıdır, aynıdır da aynıdır...
YanıtlaSilAramızda işletme okuyan arkadaşlar mevcuttur, işletme yönetiminin daha ilk konularından olan yönetim anlayışı temel olarak üç kısma ayrılır: Klasik görüş, davranışsal görüş ve modern yönetim anlayışı olarak. Klasik görüş amiyane tabirle insanın robot gibi çalışmasını savunur, hatta yönetici başına adam diker, işçinin durmadan çalışarak işletmeye maksimum verim katacağını savunur. Davranışsal görüş ise işçiye veya çalışanlara bir üretim faktörü olarak baktığı gibi asıl yöntem çalışanları psikolojik ve sosyolojik olarak incelemektir. İşte bu görüşte motivasyon teorileri, y ve z teorileri, hawthorne araştırmaları, olgunlaşma kuramları gibi düşüncelerin altında yatan temel düşünce "çalışanlara (insanlara) insan gibi yaklaşmaktır." Bundan 50-60 yıl önce bu görüşle ilgili birçok deney ve gözlem gerçekleştirilmiştir. İlgilenenler okuyabilir, araştırabilir. Modern yönetim anlayışı ise daha sistematik, hem teknolojik hem psikolojik açıdan daha gelişmiş post-modern kuramları ele alır. Bu görüşü de arkadaşlar inceleyebilirler.
Gelmek istediğim nokta şu; memurun iş güvencesiyle alakalı olumsuz yorumlar yapanlar, memurları toptan paralel suçuyla yaftalayanlar, memurlara yapılan üç kuruşluk zam için etmedik hakaret küfür bırakmayanlar siz bir işçinin, bir memurun gerçekten yattığını mı düşünüyorsunuz? Eğer yattığını düşünüyorsanız bu devlet mekanizması teknik açıdan nasıl devam edebiliyor? Kaldı ki bir memurun bir işçinin yaptığı işten keyif alabilmesinin yolu motivasyonunun her açıdan iyileştirilmesidir. Memur-işçi tabii ki sohbet edecek, tabii ki bir kaç dk da olsan dışarıya çıkıp temiz hava alabilecek ama bunun denetimi de tabii ki amirleri, yöneticileri tarafından yapılacak. Gerektiği zaman nazik bir şekilde, gerektiği zaman daha sert bir tonla uyarılabilecek. Olması gereken de budur zaten. Memurlara bakılan kinci tutumu anlamakta zorluk çekiyorum.
Son olarak sözlerimi adaletin ve ahlakın tamamlayıcısı ve en güzel örneği Peygamberimizin sizlerin de bildiği bir hadisi şerifiyle bitirmek isterim. "Nasılsanız, öyle idare edilirsiniz."
Arkadaşlar bazı memurlar yatıyor ya da hain olabilir ama siz güvenceyi kaldırırsanız her gelen siyasi karşıt görüşlüleri işten atabilir bu konuya dikkat etmek gerekir. Ben Sgk da çalışıyorum hangi yatmadan bahsediyorsunuz gelin bir bakın durum nasıl.
YanıtlaSilYıllarca emek verip kazandigimiz unvanlarımız artık 1gunde elimizden alınabilecek :(
YanıtlaSilKalkması lazım zaten. Dünyada yata yata ömür boyu adam çalıştıran devlet sadece bizde.
YanıtlaSilHiçbir gelişmiş ülkede böyle bir şey yok.
Vesayet döneminden kalma alışkanlıklarla devam edilemez!
Milli irade ne diyorsa o olacak! Onu en iyi temsil edenler kamuda görev almalı.
Adam milli irade düşmanı, yatıp kalkıp dindarla küfrediyor bir bakıyorsun kamuda iyi bir yerde.
Bu adam hükümetin programını doğru uygulayıp milli iradeyi düzgün temsil edebilir mi?
Millete düzgün hizmet edebilir mi? E
Liyakatle milli iradenin ne alakası var ya duyulan bir kaç kelimeyle burada siyaset yapmanın manası yok biz insanları memurları donanımlarıyla sahip oldukları değerlerle mi ele alacağız yoksa siyasi ya da dini duruslariyla mi allah bile kendine isyan eden kuluna yaşam hakkı verirken hatta ilerlemesine tırnak içinde makam mevki sahibi olmasına izin verirken biz kim oluyoruzda insanları bir şekilde yok etmeye ya da kendimize uymayanları bertaraf etmeye çalışıyoruz..isguzarligin manası yok buradaki yalanmalar kimseye mülakatta falan fayda sağlamaz başka yere!!!
YanıtlaSilHay sizin milli iradenize.. Ulan siz haplımısınız yetti artık hipnoz olmus papagan gibi basınızdakinin dedigini söyleyip duruyonuz ondan bisey duymasanız cümle bile kuramıcanız.bu sistemi sizin liderleriniz bombok etti heryer torpil rant.simdide bunu kaldırsınlarki tarafından olmayını atabilsin sırf canı istemedi diye.sizin gibi "kıllar" daha kolay makam mevki sahibi olur ozaman
YanıtlaSilNe kadar memuriyet yaptınız ne kadar süre kamuda çalıştınız ?...Ben şunu soruyorum bakın Memuriyette Gidin bakın okul müdürlüklerinden , çeşitli üst düzey yöneticiliklere kadar yöneticilerin hangi siyasi ve sendika listelerinden geçerek, zerre yöneticilik vasfı olmayan insanların hangi makamlara geldiklerine tanık olmuş biriyim ...Böylesi önemli makamlara hakkı olan insanları getirmeniz işin işgüvencesi buna engel mi hayır...Mülkatalı alımlarda torpil almış başını gidiyor...Böyle bir ortamda hakkıyla çalışan kendi halinde olan bir memurun hakkını hukukunu nasıl koruyacaksınız...Devlet kurumlarında söylediğim gibi işin yükünü alan kesim arkasıı olmayan memurlar...Torpille işe girmiş veya siyasi tanıdığı olan çoğu memur yatış halinde...Sen zaten işgüvencesini kaldırdığında o torpilli adama birşey olmayacak, olan gariban memura olacak..Devletin her kurumu o kadar siyaset psiliğine bulaşmış ki bu üniversitelerden ilkokullara bütün kurumlara siyaset almış başını gidiyor
YanıtlaSilBir ikincisi kamuda mühendis olarak çalışan kişi imzaladığı hakediş itibariyle müteahhit parasını devletten alabilir...O kadar çok siyasi tanıdığını devreye sokup baskı kurup kurnazlıklara kaçıp fazla ödemesini yaptırmaya çalışan müteahhit iş yapmaktaki devlette eğer işgüvencesi olmasa o mühendis nasıl dik durabilecek müteahhit karşısında...İş güvencesi varken doğuya sürülmekle tehdit edilen memur artık işinden edilmek ile tehdit edilecek...Üstelik bu baskıyı yapan kendi çalıştığı kurumdaki amirleri...İşin içinde değilsiniz bilmiyorsunuz kamuda neler döndüğünü tamamiyle demogojik yaklaşıyorsunuz
Kime anlatıyorsunuz?? Anlayacak adam var mı biatçi kıllar arasında??
Sil